Mescid-i Aksa operasyonu sonrası Suudi Arabistan’ın güvenlik hesapları değişiyor
Mescid-i Aksa fırtınası operasyonu, Siyonist rejimin güvenlik sisteminin zayıflığını bölge ülkelerine açıkça göstermiş, İran'ın bazı komşularının ve diğer Arap ülkelerinin, Siyonist rejimin güvenlik ve askeri desteği efsanesine ilişkin hesaplarını yerle bir etmişti. Rejim. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, 7 Ekim operasyonunun en önemli sonuçlarından biri şu: ilişkilerdeki değişim Bölgenin güvenliği. İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye dışişleri bakanlarına göre Suudi Arabistan’ın Siyonist rejimle ilişkilerinin normalleşmesi davasını bilinmeyen bir geleceğe taşıyan bu operasyon, Avrupa’yı Ortadoğu’dan birbirine bağlayan koridorlar planının uygulanmasını geciktirdi. Bunu süresiz bir süre erteledi ve İsrail rejimi ile Basra Körfezi’ndeki Arap ülkelerinin güvenlik yapısının kendi iç yeniden yapılanmasına odaklanmasını ve bölgesel rakiplerine zarar verme ve maceraya atılmamasını sağladı.
Bir süre önce Bloomberg, Gazze savaşının başlamasının ardından Suudi Arabistan Krallığı’nın defalarca ve doğrudan İran’a bu teklifi kabul ettiğini iddia etti. Savaşın diğer ülkelere yayılmasını önlemek karşılığında İran’a yatırım yapın. Her ne kadar bu haberin temelde yanlış olduğuna inanılsa ve hiçbir resmi kaynak bu haberin doğruluğunu teyit etmese de medyadaki bu dolaşım aynı zamanda Arap-Batı ortak düşünce kuruluşunda yapılan hesaplamalardaki değişikliğin de bir işareti. >
“Arslan Shahla” ve “Matthew Martin” tarafından yazılan bir raporda, bu haber ajansı, 7 Ekim’deki Mescid-i Aksa fırtınası operasyonunun ardından bu olayın gerçekleştiğini itiraf ediyor. Sürdürülebilir bir anlaşmanın sadece Riyad’ın değil, bölgedeki tüm ülkelerin kalkınmasına bağlı olduğu ve bunun sonucunda Irak, Lübnan, Suriye vb. dahil olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerin kalkınmasına bağlı olduğu konusunda Riyad’a net bir mesaj gönderildi. ., ihtiyaçlara göre ilerleme ve çok yönlü refah çağrısı
Mescid-i Aksa fırtınası operasyonu, İsrail’in güvenlik sisteminin zayıflığını açıkça gösterdi. Siyonist rejimin bölge ülkelerine ve İran’ın bazı komşularının ve diğer ülkelerin hesapları, Siyonist rejimin güvenliği ve askeri desteği mitiyle ilgili Arap dilini yerle bir etti. Gelecekte bu konu, İsrail rejiminin güvenlik açısından önemli bölgesel denklemlerdeki ağırlığının azalmasına neden olacak ve Arap ülkeleriyle ilişkilerin normalleşmesi vb. konularda daha yavaş ve daha fazla düşünülerek karara bağlanacaktır.
Bloomberg, bazı Arap ve Batılı kaynaklara atıfta bulunarak İran’ın Arap ve Batılı taleplere vereceği yanıtın net olmadığını iddia etse de şu ana kadar bölgesel bir savaştan kaçınıldı. Ayrıca bu rapor, temel olarak İran ile Suudi Arabistan arasında Mart ayında yapılan anlaşmanın, Krallığın 2030 Vizyonu’nun trilyonlarca dolarlık planlarına yönelik tehditleri en aza indirmek olduğunu vurguluyor. Ayrıca ikili ticaret miktarının artmasına ilişkin bazı İran şirketlerinin Suudi Arabistan’da varlığına ilişkin spekülasyonlar da var.Sadece yabancı şirketlerin Suudi Arabistan’da bulunması bazı düzenlemelere uyması ve İran ile gerçek ticaretin gerçekleşmesidir. ve Suudi Arabistan henüz kurulmadı.
Görünüşe göre Muhammed bin Selman ve danışmanları daha sonra Örneğin Lübnan’da, Katar’da, Yemen’deki savaşta yaşanan sayısız başarısızlık, kalkınma programlarındaki gecikmeler ve yabancı yatırımlardaki başarısızlıklar, 2030 vizyonunun başarısı için bir politika benimsemeleri gerektiğinin farkına vardılar. bölgedeki gerilimi azaltıyor.
Suudi Veliaht Prensi, bölgedeki gerilimi azaltmak için çok para ödemeye ve hatta bölgedeki siyasi hırslarını azaltmaya hazır. mevcut kalkınma odaklı hayalleri gerçekleştirmenin önündeki engeller. Bölgedeki savaşın ve istikrarsızlığın gölgesinde ekonomik kalkınmanın tek bir ülke için mümkün olamayacağını çok iyi biliyor ve bu nedenle bulunduğu bölgede herhangi bir gerginlik yaşanmasının önüne geçmeye çalışıyor.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |