Get News Fast
AvrasyaDünya HaberleriHaberlerTasnim Haber Ajansı

Davutoğlu’ndan Gazze’de ateşkes için diplomatik girişim

Türkiye'nin eski başbakanı, dünyadan 115 akademisyen ve siyasetçinin imzaladığı küresel vicdan bildirisini yayınlayarak, Siyonist rejimin suçlarına son verilmesi çağrısında bulundu.
– Uluslararası haberler –

Uluslararası Tasnim haber ajansının raporuna göre Türkiye’nin eski Başbakanı ve Gelecek Partisi’nin mevcut lideri Ahmet Davutoğlu, Siyonist rejimin suçlarını durdurmak için uluslararası destek toplamak amacıyla dün diplomatik girişim başlattı.

Davutoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek dünya ve Türkiye’den 115 siyasetçi, akademisyen ve bilim insanının imzaladığı ve sona erdirilmesi çağrısında bulunan “Küresel Vicdan Bildirgesi” adlı metni okudu. Siyonist ordusunun halka yönelik saldırılarına karşı Filistin’in mazlumları vardır.

Davooğlu, şunları söyledi: “Talebimiz, bu durum karşısında Birleşmiş Milletler’in temel ilkelerine tamamen aykırı olup, her türlü önlemi alın. İlk adım olarak UNICEF’ten Filistinli yetimler ve yaralılar için acil bir eylem planı hazırlamasını istiyoruz. Gazze’deki çocuklar en kötü durumda ve Filistinliler için acil yardım programının derhal uygulamaya konulması, hamile kadınlara, yaralı çocuklara ve diğer Filistinlilere çeşitli gezici hastaneler ve yerinden edilmiş tüm insanlar için bir yeniden yerleşim programı işletilerek tıbbi hizmetler sağlanması gerekiyor. Gazze’de hayata geçirilecek”.

Related Articles

Davutoğlu’nun açıklamasında ilginç bir nokta da dış ilişkiler kapasitesini imza toplamak için kullanması. Malezya Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler bölümünün kurucusu ve öğretim görevlisi olan kendisi, Malezya ve Endonezya’dan onlarca bilim insanının imzasını toplamış, ayrıca Davutoğlu’nun isteği üzerine bu ülkelerden akademisyen ve siyasetçiler de uluslararası ilişkilere son verilmesi çağrısında bulunmuştu. İsrail’in suçları: İran, Mısır, Tayvan, Amerika, Bangladeş, Hindistan, Tunus, Libya, İsveç, Makedonya, Afganistan, Avusturya, İngiltere, Avustralya, Bahreyn, Ürdün, Nijerya, Sudan, Kuveyt, Bosna, Brezilya, Vietnam, Katar, İtalya, Pakistan, Norveç, Lübnan, Kanada, Rusya, Almanya, Uganda ve İrlanda. 1402/09/28/1402092809065884429018644.jpg”/>

“Her gün Açıklamada, Gazze’de cesetlerin sokaklarda biriktiği, sağlık sisteminin yaralılara hizmet veremediği, açlık, yaygın ve bulaşıcı hastalık tehdidinin arttığı belirtildi. Haftalardır devam eden vahşi yıkım, İsrail’in intikamcı ve sınırsız öfkesini göstermektedir ve bu kadar yaygın ve şiddetli saldırılar, “meşru müdafaa” iddiasıyla meşrulaştırılamaz. Tel Aviv’e koşulsuz destek veren ülkelerden bu yanlış yaklaşım yerine barışı tesis edecek adımları atmalarını istiyoruz”.

Soykırımın önlenmesi bir zorunluluktur

Türk akademisyenler ve diğer ülkelerin küresel bildirgesi metninde şöyle denildi: “Bizim beyanımız, İsrail’in Filistinlilere uyguladığı soykırımı kınamanın ötesine geçiyor. Bu soykırımın kalıcı olarak önlenmesi için etkili adımlar talep ediyoruz. Kötüleşen durumun aciliyetine dayanarak harekete geçmek, Filistin halkının korkunç acılarına son vermek ve her şeyden önce gücü ve dolayısıyla sorumluluğu elinde bulunduranlardan harekete geçmelerini istemek için bir araya geldik. İsrail’in suçları arasında ağır bombalamaların ve saldırıların yeniden başlaması, zorla tahliye gibi acımasız taktiklerin sürekli kullanılması, hastanelerin yıkılması, mülteci kamplarının, BM binalarının ve birçok sivil yerleşimin bombalanması ve yerleşimci şiddetine ve temizliğine destek yer alıyor. Ürdün Nehri’nin batı yakasındaki kabile.

کشور ترکیه ,

Davutoğlu ve arkadaşları Batı politikalarını protesto ederek şunları söyledi: “Başta Amerika ve İngiltere olmak üzere Batı dünyasının önde gelen liberal demokrasileri İsrail’in eylemini oybirliğiyle desteklediler ve şu ana kadar da destek verdiler. barışçıl çabalarını etkisiz açıklamalar ve halkla ilişkilerle sınırladılar. Doğu Akdeniz’de deniz filosu bulunan Amerika Birleşik Devletleri ve Büyük Britanya’dan İsrail’e yapılan tüm silah sevkıyatını durdurmasını ve ambargo koymasını, Güvenlik Konseyi ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun bu konuda karar almasını talep ediyoruz. >Söz konusu metnin devamında imzacıların Filistinlilerin haklarına yaklaşımı şöyle belirtiliyor: “Filistinlilerin asli ve yerli hakları olarak kayıtsız şartsız haklarını destekliyoruz. Bu toprakların insanları onaylayacak ya da reddedecek. Onların temel özgürlük mücadelesine önerilen her türlü çözümü destekliyoruz. Ayrıca BM İnsan Hakları Konseyi’nin, Hamas’ın saldırısı ve İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’deki askeri operasyonlarıyla ilgili gerçekleri ve hukuku ortaya çıkarmakla görevli üst düzey bir uzman soruşturma komisyonu kurmak için derhal harekete geçmesini tavsiye ediyoruz. Komisyonun raporunda, savaş suçları ve soykırım sayılan insan hakları normlarının ihlallerine ilişkin sorumluluk ve hesap verilebilirliğe ilişkin tavsiyeler sunması gerekiyor. Gazze’deki şiddetin bir an önce sona ermesi için dünya hükümetlerinin azami diplomatik ve ekonomik baskı uygulaması gerekiyor. Bu amaçla, bu bildirgenin imzacıları olarak bizler, İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki canice işgaline derhal son verilmesi amacıyla derhal ateşkes sağlanması ve saygılı ve tarafsız denetim altında diplomatik müzakerelerin başlatılması çağrısında bulunuyoruz. Bu süreç, Filistinlilerin BM kararlarına dayanarak kendi kaderlerini belirleme konusundaki tartışılmaz haklarını garanti etmelidir”.

Türk hükümeti başka bir enstrüman çalıyor

Davutoğlu’nun liderliğindeki Gelecek Partisi, Temel Karameloğlu’nun liderliğindeki İslamcı Refah Partisi ve Pek çok Türk siyasi aktivistin İsrail rejimiyle uğraşmak istediğini ancak Erdoğan hükümetinin hâlâ öngörülü ve ileri görüşlü bir tutum sergilediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: “ABD Başkanı Biden’la yaptığımız telefon görüşmesinde Gazze konusunu detaylı olarak konuştuk. Buraya müdahale etmeniz gerektiğini söyledik. Yaşananlar bir insanlık suçudur. Şu anda İsrail’den iyilik bekleyemeyiz. Elbette uluslararası desteği kaybetmiş ve yalnızlaşıyor.” diyerek Siyonist yetkililer üzerindeki nüfuzunu kullanarak saldırıları durdurmak için adım atmasını istedi. Türk iş adamlarını meclise taşıyarak devamı hakkında açıklama yapmasını istediler. İsrail’e ihracat. Buna cevaben Türkiye’den işgal altındaki bölgelere ihraç edilen malların büyük bir kısmının Filistinlilere ait olduğunu, Türkiye’nin yalnızca İsrail’e mal satmadığını duyurdu!

Geçmişte var olduğunu düşündüğümüz sivil toplum kuruluşları, en azından birkaçı Günümüzde ne yazık ki yok.Devletin nimetlerine alıştıkları için menfaatlerinden ve konforlarından vazgeçmek istemiyorlar. Kısacası muhafazakarlarımız, solcularımız, siyasetçilerimiz ve hükümetimizin Gazze konusunda durumu pek iyi değil. Erdoğan İsrail’e karşı konuşsa da bu yeterli değil. Çünkü gücün sadece bir slogan değil aynı zamanda bir eylem olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla İsrail’e yönelik sert söylemin anlam kazanabilmesi için hükümetin Netanyahu ve onun savaşçı çetesine ne tür somut yaptırımlar uyguladığını görmek gerekiyor. Ama bildiğimiz kadarıyla hükümet yaptırımlarla ilgili henüz bir adım atamadı, İsrail’e doğru ilerliyorlar. Bir yandan Gazze için ağlarken, diğer yandan İsrail’e giden gemilere mendil sallamak doğru değil.”

Türk siyasi analistleri Erdoğan’ın bu tutumuna inanıyor. Hükümet, Siyonist rejimle normalleşen ilişkileri her koşulda sürdürmeye çalışıyor ve Erdoğan’ın ekibi, savaşın bitiminden sonra Netanyahu’nun iktidar sahnesinden çekileceğini ve bunun sonucunda Türkiye’nin bir sonraki başbakanının sorunsuz çalışabileceğini hayal ediyor.

mesajın sonu/

 

kaynak Tasnim Haber Ajansı

Back to top button