Basil: İsrail düşmanına karşı Hizbullah’ın yanındayız/Direniş savaşçıları Lübnan’ın özgürlüğü için canlarını feda ediyor
Lübnan Ulusal Özgür Hareketi Başkanı, direnişin ülke savunmasında çok sayıda şehit verdiğini ve hiçbir zaman siyasi çıkar peşinde olmadığını belirtti. İsrail düşmanına karşı mücadele konusunda Hizbullah ile bir anlaşmamız var ve bu bizim görevlerimizin en küçüğü. yapmamız gereken şey. |
Uluslararası Tasnim haber ajansının raporuna göre, “Lübnan Ulusal Serbest Hareketi Başkanı Jabran Bassil, Güney Lübnan’daki gelişmelere ve bu ülkenin direnişiyle Siyonist düşman arasında devam eden mücadeleye ilişkin yaptığı açıklamada, Ulusal Serbest Hareket’in Lübnan’a destek ve destek alanında olduğunu duyurdu. Ülkemize sürekli tecavüz eden İsrail’i Hizbullah’la karşı karşıya getirmeyi kabul ediyor. Hizbullah’ın Lübnan’ı savunmak için 150 şehit verdiğini de unutmamak gerekiyor.Siyonistler iktidarda kalabilmek için savaşı uzatmak istiyor. Ancak savaş bu şekilde devam edemez ve Netanyahu, Hamas’ı yok etme hedefinde başarısız oldu ve bu savaşta İsrail’in aldığı darbe çok büyük.
Jabran Bassil, Lübnanlıların tehlikede olduklarında kendilerini savunmalarının doğal olduğunu vurguladı. Hizbullah’a silah, para ya da kan vermedik; Daha doğrusu biz ona zorunlu bir siyasi pozisyon sunduk ve İsrail düşmanına karşı Lübnanlıların yanında durma görevimiz var. Ülkenin birliğini korumak için tüm Lübnanlı bileşenlerle dayanışma açısından bu bizim en az görevimizdir ve bundan başka seçeneğimiz yoktur.
Bu Lübnanlı mı? siyasetçi, İsrail’in bölgemizde yabancı ve reddedilen bir varlık olduğunu ve biz buna karşı olduğumuzu belirtti. Bugün tanık olduğumuz şey, Balfour Deklarasyonu ile başlayan bir varoluş çatışmasıdır.
Tasnim’e göre, 2 Kasım 1917, “Arthur James Balfour” O zamanın İngilizleri Dışişleri Bakanı, daha sonra Balfour Deklarasyonu olarak anılacak olan Siyonist hareketin liderlerinden Lord Lionel Walter Rothschild’e bir mektup gönderdi. Balfour, bu mektubunda İngiliz hükümetinin Filistin’de Siyonist rejimin kurulmasını desteklediğini ve bu konuda her türlü çabayı esirgemeyeceğini açıklıyordu. Filistinliler bu beyanı, Filistin milletinin binlerce yıldır bu topraklarda yerlerinden edilmesine neden olan küresel Siyonizmin taleplerine cevap vermek amacıyla Filistin topraklarında sahte bir Siyonist rejimin kurulmasının ilk adımı olarak görüyor.
Jabran Basil, İsrail’in benimsediği güç mantığıyla hiçbir zaman kazanamayacağını, Filistinlilerin ata topraklarını korumak için savaşmaktan başka seçeneği olmadığını açıkladı. İsraillilerin bahsettiği vaat edilen topraklar bir illüzyondur ve Amerika bile artık İsrail’in suçlarını örtbas edememektedir. Avrupa ve Amerika’nın insan hakları konusundaki yalanları da tüm dünyaya açıklanmış olup, bu kadar şiddet ve suçun insanlık açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı.
sonunda kendi topraklarına dönmeleri gerekir. Bu arada Netanyahu’nun tamamlamak istediği Filistin halkını bu topraklara yerleştirmeye yönelik bir komplo var. Bu komplo sadece Gazze ile sınırlı kalmayıp Batı Şeria’yı da hedef alıyor ve İsrailliler Filistin halkını bu bölgelerden Mısır ve Ürdün’e tahliye etmek istiyor. Ancak Filistin halkı hâlâ haklarını geri almak için mücadele etmeleri gerektiğinde ısrar ediyor.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |