Erdoğan neden yine Erbakan’a sırtını döndü?
Merhum Başbakan'ın oğlunun partisi, önceki seçimlerde Erdoğan'a destek amacıyla Erdoğan koalisyonuna katılmıştı ancak geçtiğimiz günlerde Erdoğan, Fatih Erbakan'ın tüm taleplerini yanıtsız bırakarak birliktelikleri ve ittifakları sona erdi. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, Türkiye önümüzdeki baharda Belediye seçimlerinde partilerin rekabetine tanık oluyoruz ve bu günlerde bu ülkenin partileri aday çıkarıyor, koalisyon ve anlaşma pazarlığı yapıyor.Erdoğan ve Bağçeli hükümetinin liderliğindeki Milliyetçi Hareket Partisi, cumhurbaşkanlığı koalisyonunda hâlâ bir arada ve iki yanlarında başka partiler de yer alıyordu: Birincisi, Zikriya Yapıçoğlu liderliğindeki İslam-Kürt Hadapar Partisi (Partizan Özgür Mücadele) ve yine Fatih Erbakan liderliğindeki Hizb Refah.
Fakat artık deliller büyük bir kavganın olduğunu ve merhum Başbakan Necmuddin Erbakan’ın oğlu Erdoğan’ın partisinin adaylarını desteklemediğini ve Erdoğan’ın yanında olmak istemediğini gösteriyor.
Merhum Başbakan’ın oğlunun partisi, önceki seçimlerde Erdoğan’ı desteklemek üzere Erdoğan koalisyonuna katılmıştı. Ancak geçtiğimiz günlerde Erdoğan, Fatih Erbakan’ın tüm taleplerini yanıtsız bıraktı ve birliktelikleri ve ittifakları sona erdi.
Birkaç farklı Türk siyaset dünyasında aristokratlar
Türkiye’nin siyasi ortamı aristokratların iktidara gelmesine pek uygun değil. Çünkü bu ülkede parti hiyerarşisi yapısı güçlü ve genellikle ilerleme kaydedenler çocuklar değil, öğrenciler oluyor. Sonuç olarak pek çok soylu siyasete atılmak yerine iş dünyasına ve servet birikimine yöneliyor. Ama siyaset dünyasının başını ağrıtıyormuş gibi görünenler de var. Babalarının siyasi yolunun devam etmesi gerektiğine inananlar arasında. Image/1396/05/15/1396051519131259811584414.jpg”/>
2023’teki Türkiye cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri iki seçimin varlığına tanık oldu. ünlü beyler Bunlardan biri de Erdoğan’ın rakibi olarak sahaya çıkan ve kesinlikle kazanacağının ve babasının yolundan devam ederek büyük bir başarıya imza atacağının müjdesini şimdiden millete veren merhum Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmed Özal’dı. Türkiye ihtişamın ve ekonomik refahın zirvesinde. /p>
Türk seçim kanunlarına göre, bir kişi parlamentoda bulunan partilerden birinin adayı değilse en az yüz Ülkenin bin vatandaşının resmi sicil dairelerinde imza atması ve kendi açılarından bu kişinin cumhurbaşkanı olmaya yetkili olduğunu beyan etmesi ve duyurması gerekiyor.
Ama Turgut’un oğlu 85 milyonluk Türkiye’de Özal sadece 1.600’e yakın imza topladı, aday gösterilemedi!
Meydanın diğer tarafında ise tek erkek çocuk Fateh Arbakan var. Merhum Necmuddin Arbakan meydana geldi. 70.000 imza toplamıştı ve 100.000 imzaya ulaşmak üzereydi ki bir telefon görüşmesiyle planını değiştirdi ve çekildiğini duyurdu.
Ağazade büyük bir meydan okumaya karşı mı, babasının yoldaşları mı, yoksa öğrencileri mi?
Fatih Arbakan’ın imza sayısı 100.000’e ulaşmadan önce, bir Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından biri kendisini telefonla arayarak cumhurbaşkanının kendisiyle tanışması halinde mutlu olacağını bildirdi.
, Erdoğan hakkında çok sert ifadeler ve lakaplar kullandı, onu vefasız bir öğrenci olarak değerlendirdi ancak Fatih, Beş Tepe Sarayı’nın davetine olumlu yanıt vererek cumhurbaşkanıyla görüşmeye gitti.
Erdoğan, onu cumhurbaşkanının koalisyonuna katılmaya ikna etmeyi başardı. Bu bir kazan-kazan anlaşmasıydı. Çünkü “Barare Refah” adlı Erbakan partisi küçük ve yeni kurulmuş bir parti olarak değerlendirildi ve bu basit destek ilanıyla TBMM’de 5 sandalyenin sahibi oldu. Yani Erdoğan, partisinin kazanacağından emin olduğu yerlerde parlamentoya 5 temsilci gönderebilmek için adaylarını Erbakan lehine geri çekti.
Fatih Arbakan ile Babasının ölümünden sonra sahabeler Saadat İslamcı partisindeki selefleri tutarsızlıklar yaşamış ve hatta onları merhum Arbakan’dan oğluna miras kalan partinin tabelasını indirip başka bir yere gitmeye zorlamıştı. Saadat Partisi’yle çatışma içindeydi ama Erdoğan’la büyük bir siyasi anlaşma yapmak için hep fırsat kolluyordu.Olay hızla taştı ama artık iş nifak ve ayrılık noktasına ulaştı. Fatih Erbakan, artık Erdoğan ve partisinden kalmadığını ve önümüzdeki seçimlerde İstanbul’un hassas ve stratejik bölgesi olan İstanbul’da partisinin desteklediği bir aday çıkaracağını açıkladı.
Fatih Erbakan, Erdoğan’ın beklentilerinin aksine Türkiye’nin 19 ilinde belediye başkanlığı için desteklediği adaylardan oluşan uzun bir liste açıkladı. İktidar partisiyle müzakerelerin sonuç vermemesi halinde kız kardeşinin eşi Mehmet Alten Öz’ü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aday göstereceğini duyurdu.
Erdoğan ve Erbakan neden ayırma istasyonuna ulaştı?
“Mevcut Ak Parti önceki yılların Ak Partisi değil ve çok değişti.” Bu sadece Erdoğan’ın muhalifleri tarafından değil aynı zamanda muhafazakarlar tarafından da söylenen bir söz.
Yeniden Refah Partisi genel başkan yardımcısı Profesör Doğan İdal, bir televizyon röportajında, Adalet ve Kalkınma Partisi Ya da Akparti’yi geçmiş yıl ve dönemlerden farklı olarak perde arkasında siyasi anlaşmalara bağlı kalmamakla, sanki “ahlak” kavramına inanmıyormuş gibi bir yola adım atmakla suçladı.
Şöyle konuştu: “Partinin bazı üst düzey temsilcileriyle görüştük. Bazı taleplerimizi kabul ettiler ve bir belge imzaladılar. Ancak daha sonra partinin milletvekili bu imzaların hiçbir önemi olmadığını ve size özel puan vermek istemediğimizi açıkladı. Biz de partimizin Erdoğan’ın arka bahçesi olmadığını, bize böyle davranılamayacağını duyurduk. Biz sizinle koalisyon halindeyiz ve taahhütlerinizi yerine getirmezseniz sizinle aynı çatı altında toplanmayacağız.” Temsilcilerin mutabakatı ile bazı kişilerin sorunlarını çözmek için parlamentoya götürdük. Ama maalesef Akparti bizi şaşırttı ve masanın altından vurdu. Açıkça söylemek gerekirse iktidar partisinin hiçbir partinin, kurumun veya şahsın sözünü, tavsiyesini kabul etmediği, parlamentoyu kendi kişisel alanına çevirdiği bir noktaya geldik. İktidarın bazı arkadaşları bize, eğer bizi desteklemezseniz Ak Parti’nin kaybedebileceğini, Halk Cumhuriyeti Partisi’nin desteklediği adayın kazanacağını söylüyorlar. Peki… bunun nesi yanlış? Amacımız ve idealimiz sadece Ak Parti’nin zaferi midir? Erdoğan’ın partisinin ayakta kalmasından biz mi sorumluyuz? İstanbul’a getirdikleri aday Sayın Murad Korum çok saygın bir insandır. Ancak Konut ve Şehircilik Bakanı olarak görev yaptığı süre boyunca yaptığı tek eylem, plastik poşetlerin mağazalardan kaldırılmasını emretmek oldu! Neden? Çünkü cumhurbaşkanının muhterem eşi bu naylon poşetlerin çevreyi kirlettiğine inanıyordu! Şu anda bile Korum cumhurbaşkanının eşi tarafından aday gösterildi. Böyle bir yaklaşım doğru mudur? Şehirlerimizin belediyelerinin kaderi ve görevleriyle bu şekilde oynamalarına izin vermeyeceğiz.” Kendisi gibi saldırgan, militan ve pragmatiktir.mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |