Almanya’da Fransa’daki sarı yeleklilerin benzeri bir hareket mi oluşuyor?
Bir Alman yayın kuruluşu, artan fiyatlar ve düşük ücretler nedeniyle Alman toplumunun çeşitli kesimlerinin öfkesine değinen makalesinde, Berlin'in yaklaşımını değiştirmemesi halinde Almanya'da Fransız sarı yeleklilerine benzer bir hareketin ortaya çıkma riski konusunda uyarıda bulundu. |
Bu yazı şöyle devam ediyor: Bu olaylar birbirinden çok da uzak değil. Fransa’da çiftçiler tarımsal motorin desteğinin kaldırılmasını protesto etmek için yolları kapatıyor, öte yandan Almanya’da son dönemde çiftçiler ülkeyi durma noktasına getirdi, buna alıştık. Burada çalışanların ve işverenlerin çıkarları doğrudan çatışıyor. Sendikalar siyasidir ve partilerle komşudur ve ücret talepleri yalnızca grev yoluyla hayata geçirilebilir. Öte yandan Almanya, onlarca yıldır Avrupa’da istikrarın cennetiydi. Sendikalar ve işverenler, işçilere cüzdanlarında enflasyonun üzerinde bir oran ve üretkenlik artışlarından pay garanti eden toplu sözleşmeler müzakere ediyordu.
Fakat bu dönem burada, Almanya’da da sona erdi. Ücretler artık artan fiyatlarla uyumlu değil; Neredeyse dört çalışandan biri düşük ücretli sektörde çalışıyor. Şirketlerdeki toplu iş sözleşmeleri azalıyor ve bununla birlikte çalışanların pazarlık gücü de azalıyor.
Bu aşamada hükümetten anlaşmazlıkların çözümü için müdahale etmesi ve arabuluculuk yapması isteniyor. Ancak sözde trafik ışığı koalisyon hükümetinin sürdürülebilir önlemler aldığı bilinmiyor. Schultz ve kabinesi, Rus doğal gazı yerine ABD LNG’si ithal etmek de dahil olmak üzere yaşam pahalılığını önemli ölçüde artırdı.
Etkilenen artık yalnızca belirli meslek grupları değil. Koşullar belli, tüm dünya ülke durgunluğa doğru gidiyor. Verimlilik düşüyor ve şirketler eğitim, araştırma ve geliştirmeye çok az yatırım yapıyor. Toplum yaşlanıyor ve vasıflı işçilere her yerde ihtiyaç duyuluyor. Artık geçimini nasıl sağlayacağını bilmeyenler yalnızca düşük ücretli sektördeki insanlar değil, aynı zamanda orta ölçekli işletmeler de artık düşüş tehdidini hissediyor.
DGB’de örgütlü sendikalar nadiren kurulduğundan Gerçek ücret artışlarını uygulayabilen GDL tren makinistleri sendikası gibi sektörel sendikaların popülaritesi artıyor ve etkinlikleri artıyor. Grevlerle geçen gergin ilk haftanın ardından, Alman demiryolu şirketi Deutsche Bahn’ın yönetim kurulu yumuşadı ve tren makinistlerinin çalışma saatlerinin kısaltılması gibi temel taleplerini toplu pazarlığa dahil etmeyi kabul etti. Fiyatlar yüksekti ve ülkedeki demiryolu taşımacılığı felce uğramıştı.
Alman toplumunun artan erozyonunun bir başka sonucu da, Almanya’daki hükümet koalisyonundan hayal kırıklığına uğrayan meslek gruplarının ittifaklar kurmasıdır. Çiftçiler zanaatkarlar ve nakliyeciler tarafından desteklenmektedir. Hepsi artan enerji maliyetlerinin etkisiyle inliyor. Otobüs şoförleri, halkın ulaşım konusunda farkındalığını artırmak için iklim aktivistlerine ulaşıyor. Kliniklerde çalışmanın hastalar için tehlike haline gelmesi nedeniyle doktorlar da hemşirelerle dayanışma gösteriyor.
Bu durumda ülke bir dönüm noktasında. Çiftçiler ve demiryolu işçileri Almanya’da seslerini duyurmaları gerektiğini gösterdiler. Fransa’da 2018’de akaryakıt zamlarına ilk öfkelenen, büyük destek toplayan ve ardından Başkan Emmanuel Macron hükümetine haftalarca baskı uygulayan sarı yelekliler hareketi oldu. Bu Schultz ve kabinesi için bir ders olmalı. Bu durumda sözde koalisyon trafik ışığını çevirmezse (yolunu değiştirmezse) Fransız modeli Almanya’ya örnek olabilir.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |