Şeyh Naeem Qassem: İran’ın Filistin’i destekleme konusundaki tutumu onurludur/ Direnişin zaferini şu anda ilan edebiliriz
Şeyh Naeem Qassem, Mescid-i Aksa fırtınasının sonuçlarının çok yakında kendini gösterdiğine ve direnişin zaferini şu anda bile ilan edebileceğimize dikkat çekti. Filistin onurludur. |
Uluslararası grup Tasnim Haber Ajansı’na göre, Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh “Naim Qassem” Lübnan, Mescid-i Aksa Fırtınası’nın ardından bölgede yaşanan hızlı değişimlere ilişkin yaptığı konuşmada, direnişin zaferini şu anda ilan edebileceğimizi, zamanla bunun İsrail’in başarısızlıklarına ekleneceğini duyurdu. Herkes bölgede
Şeyh Naeem Qassem ayrıca İran İslam Cumhuriyeti’nin kibirle mücadeledeki önemli rolüne dikkat çekerek, bugün bağımsız bir ülke olarak İran’ın artık bu durumdan kurtulduğunu duyurdu. Bölge halklarının direnişi özgürlüğü ve bağımsızlığı destekliyor, İran bu yoldayken biz nasıl onun yanında olamayız?
Bu Hizbullah yetkilisi, İran’ın İran’a elini uzattığını vurguladı. Bölgedeki tüm ülkelerle işbirliği yapıyoruz. Bu ülke aynı zamanda bölgedeki tüm özgürlük hareketlerine de elini uzatmıştır ki, hepimiz kibirle mücadele etmek ve özgür dünyanın pusulasının ana sembolü olan Filistin ve Mescid-i Aksa’dan hareketle özgürlüğe kavuşmak için birleşelim. İran’ın sunduğu plan budur ve bu plan bölgedeki herkesi kurtarabilir.
İran’ın mazlum Filistin milletinin ve bölgedeki direnişin ana destekçisi olduğuna dikkat çekerek, direnişin bölgedeki en büyük destekçisi olduğunu belirtti. Bugün Filistin ayağa kalktı ve Siyonist düşmana karşı Mescid-i Aksa fırtınasını yükseltti, bu mücadelenin bundan sonraki safhasında da Allah’ın izniyle çok büyük sonuçları olacaktır. Mescid-i Aksa fırtınasının en belirgin sonuçlarından biri işgalci rejimin zayıflığının ve acizliğinin ortaya çıkmasıdır. Bu savaş, Batı’nın Siyonist rejime sınırsız ve sürekli destek vermemesi halinde bu rejimin tamamen yıkılacağını ve tüm Filistin’in işgalden kurtarılmasıyla birlikte Mescid-i Aksa fırtınası mücadelesinin sonuçlarını göstermek için zamana ihtiyacımız olduğunu gösterdi. Allah’ın izniyle işgalciler.
İran’ın Filistin’i destekleme konusundaki konumu onurludur
Şeyh Naeem Qassem, İran İslam Cumhuriyeti’nin Filistin meselesiyle ilgili fedakarlık yaptığını ekledi. Filistin ve bölgedeki direniş meselesi ve diğer meselelerle birlikte dünyanın tüm özgür halkları da çok şey yapıyor, asla puan aramıyor. İran, bölgedeki tüm ulusların yabancıların müdahalesi olmadan geleceklerini şekillendirmesini istiyor. Bizim de İran’ın yanında durma hakkımız var ve İran İslam Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman hiçbir partinin içişlerine karışmadığını vurguluyoruz. İranlılar her zaman Filistin halkını ve bölgedeki direnişi desteklediler ancak karşılığında hiçbir şey istemediler ve hiçbir şey almadılar.Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı ayrıca İran İslam Cumhuriyeti’nin inancının bu insanların (Filistinli olduğu) olduğunu ifade etti. Milletin hakkı var. Topraklarını özgürleştiriyorlar, geleceklerini inşa ediyorlar, bu milletin de desteklenmesi gerekiyor. Bu hiçbir büyük ülkede göremediğimiz bir inanç; Hem de zulmün dünyayı sardığı bir dönemde. Biz hakkımızı elde etmek ve gelecek nesilleri savunmak için her zaman hazırız ve İran’ın Filistin’e ve direniş eksenine verdiği desteğe karşı çıkan herkes bilmelidir ki, büyük ülkelerin kibir ve baskı altında olduğu bir dönemde İran’ın bu tutumu son derece onurludur.
Şeyh Naeem Qassem: İsrail düşünürse sert bir tokat yiyecek Lübnan’a karşı geniş çaplı saldırıların yapıldığı /div>
Şu anda direnişin zaferini ilan edebiliriz
Direnişin ve kahraman Filistin milletinin kazanacağına yürekten inanıyoruz. Bugün Gazze’deki savaşın üzerinden yaklaşık 4 ay geçti ve şu anda direnişin zaferini ilan edebiliyoruz ve zaman geçtikçe İsrail’in yenilgileri artıyor ve Filistinlilerin zaferinin işaretleri daha da belirginleşiyor. Çünkü Filistin halkı cesurca ve kararlılıkla düşmana karşı durmuş ve düşmanın hiçbir suç ve vahşeti onların iradesini kıramamıştır.
Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı dün de yok. AlAkhbar gazetesine verdiği röportajda Batılı delegasyonların güneyin sakinleştirilmesine ilişkin tekrarlanan taleplerine dikkat çekti ve vurguladı. Lübnan cephesi olarak gizli ve açık tüm bu taleplere cevabımız nettir: Önce Gazze’deki savaşı durdurun, sonra Güney Lübnan cephesindeki savaşı tek başına durdurun. Çünkü Lübnan cephesi Gazze’ye destek için açıldı. Bu nedenle Gazze’de ateşkesin sağlanmasına yönelik adımları kimseyle tartışmıyoruz; Çünkü bu tamamen Filistin meselesidir ve biz onun parçası değiliz. Ayrıca bu rejimin Gazze’ye yönelik saldırısı durdurulmadan, Siyonist düşmana yönelik operasyonlarımızı durdurmamızı gerektirecek hiçbir şey yoktur.Bu toplantıda Alman tarafı, Gazze’ye yönelik saldırı ve bunun Lübnan’a yansıması konusunda görüşünü açıkladı ve biz de bu konuda görüş bildirdik. Sayın Bakanımız da görüşümüzü ifade etmiş olup, bu toplantı fikir alışverişi ile sınırlı kalmıştır. Siyonistlerin güney Lübnan cephesine ilişkin taleplerine ilişkin olarak da İsrail’in istediğini söyleyebileceğini ancak tutumumuzun birlik ve kararlılık içinde olduğunu, Güney Lübnan cephesi ile ilgili olarak İsrail’in karara bağlanmasından önce hiçbir tartışmaya girmeyeceğimizi de belirtmemiz gerekiyor. Gazze’ye yönelik saldırganlığın tamamen durdurulması.
Düşmanın saldırganlığı ne kadar yayılırsa tepkimiz de o kadar acı verici olacaktır.
Şeyh Naeem Qasim şunu açıkladı: Biz bunu yapıyoruz Ülkemizin çıkarına olanın ne olduğunu ve düşmanın tehditlerine yanıt olarak, bu tehditlerin hiçbirinin bizi Gazze’ye destek vermekten caydıramayacağını ve konumumuzu zayıflatmayacağını başından beri açıkça söyledik. Biz her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırız ve Siyonist düşmanın saldırganlığı yaygınlaştıkça cevabımız da aynı oranda daha büyük ve daha acı verici olacaktır. Genel olarak kesin olan nokta, savaş tehdidinin ve genişlemesinin Lübnan ve Filistin halkını savunma konusundaki konumumuza hiçbir etkisinin olmadığıdır.
İsrail’in ömrü uzun olmayacak
şöyle devam etti: Mescid-i Aksa fırtınası tamamen Filistin’in kararıydı ve biz bunu hiçbir zaman bilmek istemedik ama buna rağmen bu operasyonu destekleme konusundaki tutumumuzda bir değişiklik olmayacak. Gelecekte bölge, 7 Ekim 2023 (Mescid-i Aksa fırtınası savaşının başlaması) öncesinden tamamen farklı olacak ve zayıflıkları ortaya çıkmış, bu rejimin geri dönmeyeceğini herkes anlamış bir işgalci rejimle karşı karşıyayız. Batı’nın ve ABD’nin desteği olmadan sürebileceğinin altını çizen Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı, Mescid-i Aksa fırtınasının da birlik ve samimiyeti kanıtladığını vurguladı. Filistin davasının direniş ekseni. Bu mücadelenin bölgesel düzeydeki sonuçlarına bakıldığında, Amerika’nın bölgedeki konumunun çok zayıflayacağını ve yumuşak savaşın etkisinin de büyük ölçüde azalacağını da söylememiz gerekiyor. Ayrıca yakın zamanda Arap ve İslam ülkelerinin Filistin meselesi ve bölgenin geleceği konusundaki tutumlarını yeniden gözden geçirmelerini isteyen hareketlerin, derneklerin ve grupların ortaya çıkışına tanık olacağız. Genel olarak Mescid-i Aksa fırtınası savaşı, Filistin meselesinin önceliklerin ilk sıralarına alınmasında büyük rol oynamış ve bu toprakların özgürleşmesi yolunda önemli bir adım olmuştur.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |