El Mikdad: Batı İsrail’in nükleer silahlarını görmezden geldi/ ABD’nin doğrudan desteği olmasaydı Gazze’ye yönelik saldırılar devam etmezdi.
Siyonist rejimin nükleer silahlara sahip olması ve bunları Filistin halkına karşı kullanma tehdidi konusundaki çifte standardı ve uluslararası sessizliği eleştiren Suriye Dışişleri Bakanı, Batı'nın ve ABD'nin doğrudan desteği olmasaydı, bu vahşi saldırının gerçekleşeceğini duyurdu. Gazze'ye yönelik saldırı devam etmeyecekti. |
Uluslararası Tasnim haber ajansının raporuna göre, Suriye Dışişleri Bakanı El Makdad, Cenevre’deki silahsızlanma konferansında yaptığı sanal konuşmada, Batılı ülkelerin başta nükleer silahlar olmak üzere silahsızlanma ve silahların kontrolü alanındaki taahhütlerini yerine getirmediğini, bu konudaki taahhütlerini sürdürmeye yönelik bir yaklaşımda ısrar ettiğini duyurdu. askeri hegemonya takip ediyor ve bu amaca ulaşmak için diğer ülke ve ulusların istikrarına ve varlığına zarar veriyorlar.Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına karşı nükleer bomba kullanma tehdidi, Batı’nın açıkça sessiz kaldığını ve İsrail’in mülkiyetini görmezden geldiğini ifade ediyordu. nükleer silahlar.
Batılı ülkelerin yasak silahlar konusunda kararsızlığa değinerek, bu konferansta bazı tarafların sözlerinin kendi görüşlerine tamamen aykırı olduğunu ifade etti. hareketler; Çünkü her yıl bu tarafların yükümlülüklerini eskisinden daha fazla yerine getirmediğini görüyoruz. Bunun nedeni Batılı ülkelerin diğer ülke ve ulusların istikrarına ve varlığına zarar verme pahasına hegemonyalarını ve askeri üstünlüklerini sürdürmeye çalışmalarıdır.
olmasaydı, Batı’nın ve ABD’nin doğrudan desteği İsrail’in Gazze’ye yönelik vahşi saldırganlığını sürdüremezdi
Bu Suriyeli yetkili, İsrail’in silahlarla yaptığı acımasız saldırının, Bazı Batılı ülkelerin kuşatma altındaki Filistin halkını katletmeye hazırlandığı bu rejim, art arda beşinci ay boyunca Filistinliler için yeni bir acı dönemi başlattı. Eğer bu iki tutum ve çifte standart ABD ve ona bağlı ülkelerin yerinde olmasaydı ve bu taraflar işgalci İsrail rejimine doğrudan askeri destek sağlamasaydı ve Filistin halkına yönelik soykırımına siyasi kılıf yaratmasaydı
Suriye Dışişleri Bakanı, Batılı ülkelerin geçmişte de yanıltıcı çağrılarla nükleer silahların yayılmasının önlenmesinin gerekliliğinden bahsettiğini vurguladı. Silahsızlanma konferansı var ama İsrail’in nükleer tesisleri olduğu açık, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması çerçevesi dışında ilgili anlaşmaları görmezden geliyorlar. Ayrıca Siyonist bir bakanın 5 Kasım’da Gazze’deki Filistin halkına karşı nükleer bomba kullanılma ihtimaline ilişkin açıklamalarını da görmezden geldiler ve nükleer silah kullanımının yasaklanması veya kullanım tehdidiyle ilgili uluslararası standartları da tamamen görmezden geldiler.
Faysal el-Makdad şunları söyledi, ancak bu açıklamaları kınamak veya İsrail’in suç teşkil eden davranışlarını sona erdirmeye çalışmak ve bu rejimin nükleer tesisleri konusunu araştırmak yerine, Bu konuda şüpheli bir uluslararası sessizliğe tanık oluyoruz ve bu ülkelerin (Batı), sokaklarda, meydanlarda protesto yapan, soykırıma son verilmesini talep eden kendi vatandaşlarının seslerine ve taleplerine kulak vermediklerini görüyoruz. Gazze halkı ve İsrail’in yargılanmasına hiç aldırış etmiyor. Ortadoğu’da nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arınmışken ABD ve Siyonist rejimin katılmayı reddetmesi, çıkarılan kararın yerine uygun bir alternatif değil 1995’te.
Son olarak Suriye Dışişleri Bakanı, bu davranışın Batı, kimyasal terör tehlikesini iki katına çıkararak terörist grupların kimyasal silahlara sahip olmasını ve bu silahları Suriyeli sivillere karşı kullanmasını sağladı. Batı’nın teröristleri tamamen göz ardı edip kabul ettiği ve onları Suriye’ye yönelik askeri saldırı için bahane olarak kullandığı bir sorun.
Geçen hafta Birleşmiş Milletler Terörizmi Yasaklama Örgütü, Kimyasal Silahlar Raporda, 1 Eylül 2015’te Suriye’nin Halep ilinin Türkiye sınırına yakın “Mar’e” kentinde düzenlenen kimyasal saldırının sorumlusu IŞİD terör örgütü olduğu açıklandı.
Bu örgüt Raporunda, DEAŞ unsurlarının Maree kasabasını kontrol altına almak amacıyla aralıksız sürdürdüğü saldırılarda hardal gazı kullanmasının makul nedenlerinin bulunduğunu vurguladı. 1 ve 3 Eylül 2015’te IŞİD kontrolündeki bölgelerden Maree kasabası bu saldırının hedefi oldu. Bu rapor, 2015 yılında Mar’e’ye hardal gazı kullanılarak düzenlenen saldırıda en az bir bebeğin öldüğünü gösteren bir soruşturmanın ardından yayınlandı.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |