“Dürüst söz” ve İsrail medyasının propagandasının düşüşü
Devrim Muhafızları'nın işgal altındaki Filistin'deki Siyonist rejime karşı yürüttüğü "Dürüst Söz" operasyonunun sayısız stratejik başarısına ek olarak, bu operasyonun en belirgin sonuçlarından biri de medya propagandasının yok edilmesi ve Siyonistlerin ve destekçilerinin psikolojik savaşıydı. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, dünkü Siyonist skandalı ve medyada bu rejimle alay edilmesinin ardından ve sosyal ağlarda, dün İsfahan’da yaşanan olay ve ülkemizin bu ilinde çok sayıda küçük kuşun düşürülmesinin ardından, son olaylara ilişkin çok sayıda analiz sunulmuş ve bu bağlamda Al-Mayadeen ağı, medya propagandasının düştüğüne dikkat çekmiştir. Bir notta Siyonist rejim hakkında.
Al-Mayadeen’in bu konuyla ilgili yaptığı analizde, geçen hafta İran İslam Cumhuriyeti’nin, işgalci rejimin ülkenin konsolosluğuna karşı işlediği terör suçuna yanıt olarak ifade edildiği belirtiliyor. Şam’da işgal altındaki Filistin’de Siyonist rejimin askeri mevzileri ve üsleri füze ve drone saldırılarıyla hedef alındı. Amerikalıların ve Siyonistlerin, İran’ın bu tarihi operasyonunun önemini küçümsemeye çalıştıkları bir ortamda ABD Başkanı Joe Biden, “İran’ın operasyonu başarılı olmadı” diyerek İsrail’e daha fazla adım atmaması yönünde baskı yapmıştı. “, ancak Siyonistler büyük bir medya manevrası başlattılar ve askeri harekat yapacaklarını söylediler.
Müslümanlara karşı Siyonist medya propagandası
Bu notun devamı şu şekilde: 19 Nisan gecesi (Cuma gecesi) Washington Post’ta Siyonist bir yetkilinin şu sözleri aktarıldı: “İsrail, İran’a karşılık verdi ve İsfahan’a saldırdı.” Bu arada İranlılar, ülkenin hava savunmasının İran’ın merkezindeki İsfahan vilayetinde çok sayıda mikro kuşu düşürdüğünü ve bu mikro kuşların herhangi bir maddi veya hayati zarara yol açmadığını açıkladı.
Bu rapora göre İran’ın Siyonist rejime tepkisinin ardından medyada ve özellikle sosyal ağlarda yayınlananlara göre, dün İsfahan’da yaşanan olay, Siyonistlerin İran operasyonundan sonra tehdit ettiği “tepki” ve eylemin aynısıydı; İsrail kabinesinin faşist bakanı “Itmar Ben Goyer”in “gülünç” olarak nitelendirdiği bir eylem. Buradan yola çıkarak, işgalci rejimin her zaman güvendiği ve büyük beceriye sahip olduğunu iddia ettiği propaganda ve medya manevralarının, medya propagandası ve psikolojik savaş kullanımında İsrail’in başarısızlığa uğradığına dikkat çektiğini ve altını çizdiğini söylemek gerekir. Siber savaş konusunda uzmanlaşmış, yanıltıcı bilgiler yayınlayan ve kamuoyunu aldatan “8200” birimi aracılığıyla psikolojik savaş ve yanıltıcı propagandayla tanınıyordu. Siyonist rejim ve destekçileri, bu propagandayı hem dünyada Müslümanlara karşı nefreti körüklemek hem de Herzliya konferanslarında açıkça dile getirilen İsrail’in eski stratejisi olan İslam dünyasında Şiiler ve Sünniler arasında fitne ekmek ve nefreti teşvik etmek için kullanıyor.
Buna göre 2008 yılında Herzliya Konferansı’nda “Şii-Sünni Ayrılığı, Kökleri ve Stratejik Boyutları” başlığı ele alınmış ve konferansın tavsiyeleri şu sonuca varmıştı: “Çatışma yaratmanın İsrail’in çıkarına olduğu” Şii ve Sünnilerin katılımı sağlanmalıdır. Daha sonra 2013 yılında Herzliya konferansının tavsiyeleri arasında “Şii eksenine karşı Mısır’ın yanı sıra bölgedeki Arap ülkelerinden de Sünni bir eksen oluşturularak Sünni-Şii çatışmasının sürdürülmesinin gerekliliği” üzerinde duruldu. ” (direniş ekseni) İran liderliğinde.
“Odeh Sadeq” operasyonu nasıl? Psikolojik savaş İsrail’i mağlup etti mi?
Bu analize göre, ancak İsrail’in propaganda performansı İran’ın Dürüst Vaat operasyonu sonrasındaki Siyonist rejim, bu rejimin kafa karışıklığını ve kafa karışıklığını tamamen ortaya koyuyor; Öyle ki Siyonist ve Batı medyası ve hatta bu rejimi destekleyen bazı bölgesel medya, İran’ın operasyonlarını önemsiz ya da “gösteri” olarak nitelendirmeye çalışmış, daha sonra da Arap ülkelerinin İran’ın füze ve insansız hava araçlarını engellemek için İsrail’in yardımına geldiğini söylemişti. İsrail’in İran’a karşı “Arap NATO’su” olarak bilinen Arap-İsrail ittifakı kurma hedefinin gerçekleştiği görülüyor. Ancak bu durum İsraillilerin farkında olmadan İran’ın operasyonunun büyüklüğünü kabul etmesine yol açtı ve bunun ardından Arap ülkeleri yetkilileri İranlı yetkililerle temasa geçerek İsraillilerin iddialarının yalan olduğunu, batı medyasının ve muhalif medyanın yalan olduğunu söylediler. İşgalci rejimin ve ABD’nin tribünleri olan bu kişiler, hemen yeni bir manevra ve propagandaya girişerek İsfahan’daki minik kuşların hikâyesini büyütmeye çalıştılar ve özellikle siber uzaydan saçma sapan bilgiler yayınlamaya çalıştılar ve bu konuda yanıltıcı bilgiler kullandılar. Ancak iddiaların yalan olduğu çok kısa sürede ortaya çıktı.
Sonuç olarak, günümüzde sanal alanın ve sosyal ağların askeri savaşa paralel olarak gerçek bir savaş arenası haline geldiğini de belirtmeliyiz. Siyonistler ve destekçileri Gazze savaşının başlangıcından bu yana bu konuda birçok manevra yaparak psikolojik ve medya savaşını tamamen kendi kontrolleri altına almaya çalıştılar ancak direniş medyasının doğru ve isabetli performansı büyük ölçüde yenilgiye yol açtı. bu Siyonist manevranın bir parçası olmuş ve Gazze’de olup bitenlerle ilgili gerçeğin ortaya çıkmasında önemli rol oynamıştır; İster Siyonistlerin sivillere karşı işlediği acımasız suçlar, ister direniş gruplarının başarıları ve Siyonist ordusunun bu savaşta verdiği ağır kayıplar düzeyinde olsun.
Fakat bu bağlamda kesin olan şu ki: İsrail artık psikolojik savaşın ve propaganda medyasının ustası olduğunu iddia edemez ve dolayısıyla İsrail’in bu alandaki üstünlüğü teorisi tamamen yıkılmıştır.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |