Amerika ve Avrupa’nın Kafkasya’ya sızma planları
Amerika ve Avrupa Birliği Azerbaycan Cumhuriyeti'ne baskı yapmak istiyor. Güney Kafkasya'daki mevcut jeopolitik durumu değiştirmenin temel amacı, Moskova'nın bölgesel süreçlerde belirleyici olan jeopolitik iradesini sınırlamaktır. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, Yeni gazetesi gazetecisi Elchin Khaledbeili “Beyaz Saray Gambiti Kafkasya’yı Başlattı, Ama Bakü Bitirdi” başlıklı notun yazarı Yagavan şöyle yazıyor: Görünen o ki ABD ve Batı, Güney Kafkasya’daki nüfuzunu daha da geliştirmeye kararlı. Her halükarda son dönemde batılı siyasi çevrelerin bu bölgeye ilişkin mesajlarının Bakü ve Moskova ile güçlü bir çelişkili içeriğe sahip olduğu açıkça görülüyor. Bu nedenle Batılı siyasi çevreler Rusya’yı Güney Kafkasya’daki askeri-siyasi gerilimin ana kaynağı olarak tanıtmaya çalışıyor. Bu iddiaları, Güney Kafkasya’nın Rusya’nın etki alanından çıkarılmasının önemini tartışmak için kullanıyorlar.
ABD ve Batı’nın bu iddialarının mevcut durum göz önüne alındığında biraz abartılı olduğunu da belirtmek gerekiyor. . En azından son dönemde bölgede askeri-siyasi gerilimin artmasının itici gücünün Rusya değil Amerika ve Batı olması nedeniyle. Her halükarda ABD, Avrupa Birliği ve Ermenistan arasında Brüksel’de düzenlenen ortak konferansın jeopolitik sonuçları yavaş yavaş kendini göstermeye başladı ve bu, Brüksel’in bölgesel jeopolitik süreçlerin yönünü doğrudan etkilemek amacıyla yaptığı bir provokasyon olarak görülebilir.
Öncelikle Amerika ve Avrupa Birliği Azerbaycan’a baskı yapıp onu oyundan çıkarmak istiyor. Güney Kafkasya’daki mevcut jeopolitik durumu değiştirmenin temel amacı, Moskova’nın bölgesel süreçlerde belirleyici olan jeopolitik iradesini sınırlamaktır. Yeni bölgesel koşullar yaratılarak Ermenistan’ın bölgesel konumunun güçlendirilmesi ve etkin bir üs haline getirilmesine çalışıldı. Bu, Azerbaycan ve Rusya’nın ulusal çıkarlarına yönelik gerçek bir tehdidin ortaya çıktığı anlamına geliyordu.
Elbette Azerbaycan Cumhuriyeti, Amerika ve Avrupa Birliği’nin bu planlarının gözlemcisi olarak kalamazdı. Bu nedenle Bakü önce Brüksel’in provokasyonuna sert tepki gösterdi, ardından Güney Kafkasya’ya müdahaleye izin vermeyeceğini açıkladı. Daha sonra Azerbaycan’ın resmi çevreleri, Rusya ile ittifak dahil siyasi manevralar yaparak, ABD ve AB provokasyonlarının etkilerini neredeyse etkisiz hale getirmiş ve böylece aslında Batı’nın Güney Kafkasya’daki yeni senaryoları bloke edilmiş ve yenilgiye uğratılmıştır. /p>
Aslında Bakü, Kremlin’le karşılıklı ilişkileri daha da geliştirebileceğine dair açık bir mesaj verdi. Bu nedenle Azerbaycan Cumhuriyeti Rusya ile stratejik ortaklık açısından geniş bir jeopolitik potansiyele sahiptir. Özellikle Azerbaycan ve Rusya’nın Güney Kafkasya’daki çıkarları arasında oldukça ciddi bir uzlaşma mevcut. Kremlin, ABD ve Batı’nın hedefi olan Rusya’nın bölgedeki konumunu korumaya çalışıyor. Bakü, ABD ve AB’nin Ermenistan üzerinden Azerbaycan’ı bypass ederek Güney Kafkasya’ya müdahale etme girişimlerini engellemeye kararlı. Bu anlamda Azerbaycan Cumhuriyeti ile Rusya’nın bölgede paylaştığı temel sorun hemen hemen benzerdir.
Dolayısıyla ziyaret arifesinde Bakü ile Kremlin arasında tarihi mutabakat oluştu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Moskova’ya gitmesi birçok ülkenin Batı’yı hayal kırıklığına uğratmasına yetiyor. Böylece her iki ülkenin siyasi liderliği, Rus barışı koruma güçlerinin Azerbaycan topraklarından çekilmesi konusunda anlaşmaya varmayı başardı. Ancak ABD ve Batı, bu konunun Azerbaycan Cumhuriyeti ile Rusya arasında bir çatışmaya yol açacağını umuyordu ve bu konudaki başarısızlık, kaçınılmaz olarak bölgedeki durumu değiştirme planlarının sekteye uğramasına yol açtı.
İlginçtir ki, Batılı siyasetçiler, özellikle ABD’li çevreler, Güney Kafkasya’da çok ciddi hatalar yapıldığını geç de olsa fark ettiler. Dolayısıyla Avrupa Birliği ve Ermenistan ile ortak bölgesel süreçlerde Azerbaycan’ı geri plana itmek isteyen Amerika, Bakü’nün esnek manevraları karşısında çaresiz görünüyor. Her halükarda ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in Güney Kafkasya’daki durumu görüşmek üzere Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i telefonla aramak zorunda kalması bazı noktaları ortaya koyuyor.
Not: Beyaz Saray, Ermenistan üzerinden Azerbaycan Cumhuriyeti’ni bypass ederek Güney Kafkasya’da jeopolitik hedeflere ulaşmanın mümkün olmayacağını anlamıştır. Beyaz Saray’ın Bakü ile jeopolitik işbirliği kapısını açık tutmaması durumunda Bakü’nün “bölgenin kapısını” Batı’ya kapatmaktan çekinmeyeceğine şüphe yok ki bu da Batı’nın bir sonraki başarısızlığının yolunu açabilir. Güney Kafkasya’daki politika.
Ermenistan “ana kurban statüsünde” kalmasına rağmen, ABD ve AB’nin hamleleriyle başlatılan “Güney Kafkasya kumarı” görünüşe göre başarısız oldu, ancak aslında Güney Kafkasya’nın elinde ABD ve AB için boş kaldı. Bu açıdan bakıldığında, Beyaz Saray’ın “Kafkasya Gambiti”ni başlatmasına rağmen bunu başarıyla sonlandıranın Bakü olduğu ve sonuç olarak asıl kaybedenin Ermenistan olduğu düşünülebilir.
Bütün bunlara paralel olarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Moskova ziyaretinin başarılı sonuçlarla sonuçlanması, Kafkasya’da Batı senaryoları açısından oldukça kötü bir durum yarattı. Zira Azerbaycan Cumhuriyeti ve Rusya liderleri, iki ülke arasında herhangi bir çelişki bulunmadığını net bir şekilde ortaya koymayı başarmış, ayrıca Moskova’nın iki ülke birliğinin faaliyetlerine ilişkin açıklaması da ön plana çıkarılmıştı. Böyle bir durumda Batı’nın Güney Kafkasya’daki haritalarının büyük tehlike altında olduğuna şüphe yoktur.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |