Riyad ile Tel Aviv arasındaki ilişkilerin normalleşmesi yakın mı?
Siyonist rejimin bağımsız bir Filistin devletinin kurulması önündeki engelleri dikkate alındığında Riyad ile Tel Aviv arasında yakın zamanda normalleşme anlaşmasından bahsetmek pek mümkün görünmüyor. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, aynı zamanda batı medyası da Davos Sahra’da Riyad’da yapılan toplantı ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in bu toplantıda bulunması, Suudi Arabistan’ın Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirmeye hazır olduğunu bildirdi. Kahire’de Gazze savaşını durdurmak için yeni tur müzakerelerin başlangıcına denk gelen bu medya oluşumu, Benjamin Netanyahu’nun Refah’a saldırma fikrinden vazgeçip bir esir değişim anlaşması imzalaması halinde resmi ilişkiler alışverişinde bulunabileceği fikrini gündeme getirdi.
Siyonist rejimin yeni kabinesinin kurulduğu Kasım 2022’den itibaren, BAE ve Bahreyn ile ilişkiler modeli takip edilerek Riyad ile ilişkilerin normalleştirilmesi. En önemli politika gündemi Bu rejimin yabancıları masadaydı. ABD, Netanyahu’yu Refah’taki geniş çaplı operasyonlardan vazgeçmeye ikna etmek için bölgesel ve uluslararası medya alanında “Rafah mı, Riyad mı ikilemi” yaratmaya çalıştı.
Biden hükümeti Demokrat Parti’nin toplumsal yapısından gelen öğrenci protestolarının artmasından endişe duyuyor ve Amerika başkanlık seçimlerinin yaklaştığı yılda Gazze’deki savaşı daha hızlı bitirmeye çalışıyor. Bu nedenle Netanyahu’ya Suudi Arabistan’ın cebinden siyasi bir başarı kazandırmak, böylece Kahire’de önerilen esir değişimi anlaşmasını kabul etmesini ve savaşı durdurmasını istiyor.
Fakat gerçek şu ki Davos Sahra toplantısında Suudi yetkililerin tutumunun incelenmesiyle Riyad’ın Siyonist rejimle ilişkileri konusunda tutumlarında ciddi bir değişiklik olduğuna dair gözle görülür bir işaret yoktu. Suudi yetkililer, 2001 yılında Beyrut toplantısında “Arap girişimi” başlığı altında sunulan, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurma seçeneğinde ısrar etmeye dayalı geleneksel politikalarını vurgulamaya devam ettiler. anlaşmaya ilişkin haberlerin yakın olduğunu gösterdi. Konu Tel Aviv’le ilişkilerle ilgili değil.
Öyle görünüyor ki Amerikan medyasının yakın anlaşmaya dair heyecanı daha çok Netanyahu’nun fikrini kazanmak içindi. gidişat başarılı olmadı ve katı İsrail hükümeti savaşı durdurmakla ilgileniyor ve Gazze’de ölüm yok.
Böyle bir durumda, İsrail’in oluşması için net bir ufkun olduğu düşünülüyor. Suudi Arabistan’ın düşündüğü iki devletli çözüm çerçevesinde bir Filistin devleti mevcut olmadığı için normalleşme anlaşmasına varılmasının da mümkün olmadığını söyledi. ABD, önerilen stratejik ve güvenlik anlaşmasının Riyad’ın Filistin’e yönelik geleneksel politikasını değiştirecek kadar değerli olduğuna Suudi Arabistan’ı ikna etmeyi başaramazsa. Böyle bir durumda, özellikle Suudilerin Arap kamuoyunda daha yüksek bir konum tanımladığı dikkate alındığında, Arap dünyası ve İslam ülkeleri kamuoyu nezdinde Suudi Arabistan’ın siyasi güvenilirliğinin zedeleneceği bir sır değil. BAE ve Bahreyn ile karşılaştırıldığında
Mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |