Suriye: Bölgedeki nükleer güvenlik tehdidinin ana kaynağı İsrail’dir
Nükleer güvenlikle ilgili uluslararası konferansta Suriye dışişleri bakan yardımcısı, Batı'nın gelişmekte olan ülkelere yönelik düşmanca eylemlerini ve Batı'nın Siyonist rejimin suçlarına verdiği desteği kınadı ve nükleer güvenlik tehditlerinin ana kaynağının İsrail olduğunu vurguladı. bölgede. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, Suriye dışişleri bakan yardımcısı “Bassam Sabbagh”, Dün Viyana’da düzenlenen Uluslararası Nükleer Güvenlik Konferansı’nda şu açıklama yapıldı: Nükleer cephaneliğe sahip olan ve ilgili uluslararası anlaşma ve anlaşmalara katılmayı reddeden İsrail’in işgalci rejimi, bölgedeki nükleer güvenlik tehdidinin ana kaynağıdır ve uzun bir geçmişe sahiptir. Uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerini açıkça ihlal ediyor.
Bu Suriyeli yetkili şöyle açıkladı: İsrail’in işgalci rejimi, Nükleer Olmayan Anlaşma çerçevesi dışında nükleer tesislerin kullanılması alanında Batılı ülkelerin desteğinden yararlanıyor. Nükleer Silahların Yayılması Anlaşması Siyonistlerin nükleer güvenlik alanındaki en açık tehlikeli tehdidi, işgalci rejimin kabinesinin geçen 5 Kasım’da, nükleer silahların Gazze Şeridi’ndeki savunmasız Filistin halkına karşı, nükleer silahların kullanılmasını yasaklayan uluslararası anlaşma ve kararları hiçe sayarak kullanılmasına ilişkin sözleri ile ilgilidir.
Şaşırtıcı olan şu ki, bu tür arsız açıklamaları kınamak ve İsrail’in suç teşkil eden davranışlarını sona erdirmek için harekete geçmek yerine, buna karşı utanç verici bir uluslararası sessizliğe tanık oluyoruz.
Suriyeli diplomat şunları söyledi: Suriye, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Programının uygulanmasına büyük önem veriyor ve üye ülkelerin atom enerjisinin barışçıl kullanımı konusundaki haklarını asla ihlal etmeyecek ve Suriye ile işbirliğini sürdürüyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın desteğinden faydalanması konusunda teknik olarak bu tesislerin barışçıl alanlarda kullanılmasını savunuyor ve bu işbirliklerinin güçlendirilmesini umuyor.
Bassam Sabbagh ayrıca Batılı ülkelerin düşmanca eylemlerini ve tek taraflı yaptırımlarını da kınıyor. Batı’nın gelişmekte olan ülkelerin zorluklarla yüzleşmesini engellediğini ve bu ülkelere yönelik kısıtlamaların bir an önce kaldırılması ve böylece tüm ulusların doğal haklarından yararlanabilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. gelişme ve sürdürülebilir refaha ulaşma hakkı
Açıkladı: Nükleer güvenliğin sorumluluğu tüm ülkelerin ayrı ayrı sorumluluğundadır ve bu nedenle Suriye nükleer silahların yayılmasının yasaklanması alanındaki tüm uluslararası sözleşmelere ve yasalara uymaktadır. Nükleer silahların önlenmesi ve uluslararası toplumun herhangi bir ülkedeki barışçıl nükleer tesislere yönelik tehdit veya saldırıları önleme taahhüdünün önemi vurgulanıyor.
“Nükleer Güvenlik:” sloganıyla düzenlenen Uluslararası Nükleer Güvenlik Konferansı: Geleceği Şekillendirmek”, 31 Mayıs 1403 Pazartesi günü Birleşmiş Milletler’in 2024 yılında Viyana’daki genel merkezinde çalışmaya başladı.
Bu konferansın üst düzey bölümünde onlarca bakan ve üst düzey yetkili, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na üye ülkelerin dışişleri, bilim ve teknoloji bakanları ve bakan yardımcıları ile nükleer enerjinin geliştirilmesinden sorumlu kurum ve kuruluşlar dahil
Toplantının başında ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi, tüm heyetler, ülkemizin Cumhurbaşkanı Seyed Ebrahim Raisi ve Dışişleri Bakanı Dr. Hossein Amirabdollahian’ın şehitleri ile trajik olayda hayatını kaybeden yoldaşlarını anarak saygı duruşunda bulundu. Helikopter kazasında şehit oldular, bir dakika kadar sessiz kaldılar. Ayrıca farklı ülkelerin üst düzey yetkilileri de konuşmalarının başında İran İslam Cumhuriyeti milletine ve hükümetine taziyelerini ilettiler. Bu acı olaydan dolayı üzüntülerini dile getirerek .
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |