İran’ın Bosna’nın barış ve istikrarını destekleme konusundaki ilkeli tutumuna vurgu
İrvani şunları vurguladı: İran, Bosna'da barış, istikrar ve güvenliğin desteklenmesi konusundaki ilkeli konumunu vurguluyor. |
Tasnim haber ajansına göre, İran İslam Cumhuriyeti’nin büyükelçisi ve daimi temsilcisi Amir Saeed Irvani, Birleşmiş Milletler Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
İran’ın Srebrenica kararına ilişkin oylamasına ilişkin “14. Oturum Gündemi: Barış Kültürü” kapsamında şunları söyledi: İlk başta bu fırsatı değerlendirdi ve çok sayıda delegasyondan, Daimi misyonlar, uluslararası kuruluşlar ve bölgesel gruplar, ülkemizin merhum Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın şehadetinin ardından İran İslam Cumhuriyeti halkına ve hükümetine çeşitli düzeylerde başsağlığı ve taziyelerini ilettiler. İran halkı arasında çok saygı duyulan ve sevilen biri olarak görülüyordu. İran milletine hizmet etme konusundaki yorulmak bilmez çabaları, sevgili milletlerine olan sarsılmaz bağlılıklarının bir örneğiydi. Onların bölgede ve dünyada kalkınmaya, insan onuruna, işbirliğine, barış ve güvenliğin güçlendirilmesine, dostane ilişkilerin güçlendirilmesine katkıları, halkımız ve dünyada adil ve yüce hedefler arayan herkes için sürekli bir ilham kaynağı olarak hatırlanacaktır.
İrvani şunları kaydetti: Mevcut kararla ilgili olarak, İran İslam Cumhuriyeti’nin menfur suçları, özellikle de Srebrenica’da meydana gelen felaket olaylarını açıkça reddettiğini belirtmek isterim. Bugün kabul edilen karara ilişkin olumlu oyumuz, 1995 Srebrenica soykırımının kurbanlarına olan desteğimize ve onlara sempati duyduğumuza olan inancımızı ifade etmektedir. Bosna-Hersek’teki kurbanları onurlandırmak ve anmak, insanları birleştirmeli ve bu talihsiz olaylarda Hersek’in şehit edildiği barbarca suçların küresel çapta reddedilmesine ilham vermelidir, saygılarımızı sunuyoruz. Ne yazık ki o dönemde uluslararası toplum küresel vicdanı görmezden gelerek masum insanları en ağır suçların kurbanı haline getirdi. Srebrenica katliamı aslında insanlık ve Birleşmiş Milletler tarihinde karanlık bir sayfaydı.
İran temsilcisi şunları söyledi:
İran İslam Cumhuriyeti, Bosna-Hersek ve Balkanlar’da barış, istikrar ve güvenliğin desteklenmesindeki ilkeli konumunun arkasında durmaktadır. Ülkenin tüm halkının ve etnik kökeni ve dini ne olursa olsun bölgenin korunmasını ve güçlendirilmesini vurguluyor. Bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne saygı duyulmasının önemini de vurguluyoruz.
Ayrıca şunları söyledi: İran İslam Cumhuriyeti, kalıcı barış ve istikrarın korunması için kapsamlı ve iyi niyetli bir yaklaşımın gerekliliğini vurguluyor. ; Böyle bir çaba kapsamlı olmalı ve kimsenin geride kalmamasını sağlamalıdır.
İrvani şunları söyledi: Barbarca suçlara gelince, 1917’den 1919’a kadar ülkemin o zamanki nüfusunun neredeyse dörtte biri olan milyonlarca İranlının, 1917’den 1919’a kadar, yabancı bir ülkenin belirli bir siyasi programı nedeniyle ciddi gıda ve yaşamsal kaynaklardan yoksunluğa yol açan ve yaygın kıtlık ve açlığa yol açan soykırım kurbanlarıydılar. Şunu da unutmayalım ki, Srebrenica’da hayatını kaybedenler sadece şahısların kışkırttığı menfur suçların kurbanı değil, aynı zamanda güç politikalarının ve barış gücü formunda olanlar da dahil olmak üzere bazı Batılı ülkelerin başarısızlığının da kurbanı oldular. Bu trajedinin yaşandığı zamanlar bu ülkede mevcuttu.
İran temsilcisi şunları söyledi: Gerçek şu ki, 1995 yılında Srebrenica’yı felakete sürükleyen başarısızlıkların sorumluluğunu NATO ile birlikte üstlenmesi gereken ülkeler var. , Artık onlar da bu kararın destekçileri arasındalar. Bu endişe verici gerçek, uluslararası düzeydeki güncel gelişmelerle, özellikle de Gazze’deki feci durumla birlikte, bazı Batılı ülkelerin gerçek niyetleri konusunda hepimizi şüpheci ve ihtiyatlı hale getirmelidir. Filistin’deki durumla ilgili olarak da bazılarının çifte standart ve seçiciliğine değindi: Filistin’deki mevcut felaket durum ve Birleşmiş Milletler’in ana yargı organının verdiği bağlayıcı emirler, soykırımla mücadele konusundaki tartışmanın en güncel konusu. Bu çok önemli ve hayati konunun ihmal edilmesi üzücüdür. Bununla birlikte, bu kararın kabul edilmesi, her Filistinli kadın, erkek ve çocuktan sorumlu olan Birleşmiş Milletler’in sorumluluklarını hatırlatmalıdır.
Şöyle konuştu: Birleşmiş Milletler’in Milletler 1995’te yaptığı hatayı tekrar yapmamalı. Geçmişten öğrenilmesi çok pahalıya mal olan acı dersler, insanlığı benzer felaketlerden kaçınmaya, engellemeye ve tekrarını engellemeye zorlamalıdır.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |