Get News Fast
Asya ve OkyanusyaDünya HaberleriHaberlerTasnim Haber Ajansı

Uluslararası toplumun Siyonist rejimle yüzleşmek için yükselişi

Siyonist rejimin Gazze Şeridi'nde işlediği suçlar, dünya kamuoyunu harekete geçirdikten sonra, şimdi de uluslararası kurumların bu rejim aleyhinde yasal kararlar vermesine yol açtı.
– Uluslararası haberler –

Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, geçtiğimiz hafta rejime karşı 3 ciddi dava açıldı Siyonizm uluslararası hukuk mahkemelerinde yerini almıştır. Bu hukuki tedbirler, Siyonist rejim üzerinde gelecekte yaratacağı sonuçların yanı sıra, bu rejimin işlediği suçların tüm uyanık vicdanları onunla yüzleşmeye ve Filistinlilere yönelik giderek artan cinayet ve katliamların önlenmesine yol açtığını göstermektedir.

Uluslararası Adalet Divanı’nın İkinci Davası

4 ​​Haziran 1403 Cuma günü (24 Mayıs 2024) Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika’nın dilekçesine dayanarak verdiği kararda, olağanüstü hal kapsamında Siyonist rejimin Refah bölgesindeki askeri operasyonları derhal durdurmasını talep etti. , Gazze Şeridi’nin güneyinde yapıldı. Bu cümle, Uluslararası Adalet Divanı’nın 2024’ün ilk yarısında Siyonist rejime karşı verdiği ikinci karardır. /p>

Related Articles

Uluslararası Adalet Divanı – Dünya Mahkemesi olarak da adlandırılan – Birleşmiş Milletler ile aynı zamanda 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler’in en yüksek hukuk organıdır. Hükümetler arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için kurulmuştur. Bu mahkemeyi Savaş Suçları Mahkemesi olarak da bilinen Uluslararası Ceza Mahkemesi ile karıştırmamak gerekir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, özellikle savaşlarda suç teşkil eden fiillerin işlenmesi nedeniyle bireylere karşı dilekçeler veriliyor ve kararlar veriliyor.

Mevcut karar, Devletler arasındaki sınır anlaşmazlıkları ve BM anlaşmalarının ihlalleriyle ilgilenen Uluslararası Adalet Divanı. Bu mahkemenin jürisi 15 yargıçtan oluşuyor ve Siyonist rejim davasında jüride dilekçe sahibi olarak Güney Afrika’dan bir yargıcın bulunması nedeniyle buna Siyonist rejimden bir yargıç da eklendi. .

1948’de Siyonist rejim ve Güney Afrika, soykırımı önlemek için anlaşmaya katıldı. Bu anlaşma, tüm üye devletlere yalnızca soykırım yapma zorunluluğunu değil, aynı zamanda soykırımı önleme ve soykırım yapan hükümeti cezalandırma yükümlülüğü de getirmektedir. Söz konusu anlaşmadaki “soykırım” tanımı, bir ulusal grubu, bir etnik kökeni, bir ırkı veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme niyetiyle yapılan eylemlerdir.

Bu sorun, Uluslararası Adalet Divanı’na bu anlaşma kapsamındaki anlaşmazlıklar konusunda yargı yetkisi vermektedir. Güney Afrika’nın Siyonist rejime karşı Ocak ayında yaptığı ilk şikayette, Gazze’de Filistinlilerin öldürülmesi, fiziksel ve zihinsel işkence yapılması ve temel gıda ihtiyaçlarının engellenmesine odaklanan, yok etme ve öldürmeyi amaçlayan koşulların yaratılmasına dikkat çekilmişti. Su, ilaç, yakıt ve barınma ile yaklaşık 36.000 Filistinlinin ölümüne yol açan saldırılara odaklanıldı.

16 Mayıs 2024’te Güney Afrika, bir acil eylem çağrısında bulundu. Kuzeydeki askeri operasyonlar sonrasında 2,3 milyonluk Gazze nüfusunun neredeyse yarısının bu bölgeye sığınması nedeniyle Refah bölgesine yönelik saldırı sona erdi. Güney Afrika, Siyonist rejimin Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini talep etti. Mahkeme, Siyonist rejimin Refah’taki askeri saldırıyı derhal durdurmasını ve Refah sınır kapısını insani yardım için açmasını talep etti. Rapor sunmak üzere bir soruşturma ekibi göndereceğini açıklamasının yanı sıra bunu idari bir kaldıraçla birleştirmek, dolayısıyla bu mahkemede verilen kararların çoğunlukla tavsiye niteliğinde kalması, Siyonist rejimin kamuoyundaki imajını zedelemekten başka bir işe yaramıyor. ve bu rejim için hukuki bir emsal teşkil ediyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne talebi

Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler’e bağlı kuruluşlardan biridir. 7 Haziran 1403 Pazartesi (27 Mayıs 2024) günü, bu kuruluş Uluslararası Suç Örgütü’ne başvurdu. Mahkeme, İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği 3 hava saldırısına ilişkin bağımsız bir soruşturma yürütecek ve bunlarla ilgili ayrı ayrı karar verecek. Uluslararası Af Örgütü, yaşanan 3 olaya ilişkin açıklamasında, bu 3 saldırıda 32’si çocuk 44 Filistinlinin şehit olduğunu belirtti. Söz konusu saldırılar şunlardır: 16 Nisan 2024’te “Al-Maghazi” kampına gerçekleştirilen saldırı ve 19-20 Nisan 2024’te Refah’ta gerçekleştirilen saldırılar. Bu bağlamda Uluslararası Af Örgütü temsilcisi Erica Guevara Rojas, Uluslararası Af Örgütü’nün bu yasa dışı saldırılara ilişkin inkar edilemez delil ve kanıtlara sahip olduğunu belirtti. Bu kuruluş, bu katliamlardan sağ kurtulan 17 kişiyle görüşerek ifadelerini fotoğraflarla belgeledi. “El-Maghazi” kampı, çocuklar sokakta oynarken saldırıya uğradı, yaşları 4-15 arasında değişen 10 çocuk ve 5 erkek şehit oldu.

19 Nisan’da Abu Rezwan ailesinin evine düzenlenen saldırıda, bu emekli Filistinli adamın 6’sı çocuk olmak üzere 9 aile üyesi öldürüldü. bir roket.

20 Nisan’da Refah’ın doğusunda “Abd al-Aal” ailesinin evine düzenlenen hava saldırısında, 20 16’sı çocuk, 4’ü kadın olmak üzere 16 kişi şehit oldu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki dava, Cenevre Sözleşmesi’ne üye 124 ülkede Siyonist rejimin yetkilileri hakkında dava açabilir. Bu konu Siyonistleri oldukça endişelendirmiştir çünkü Batı’daki Siyonist rejimin destekçilerinin çoğu bu 124 ülke arasında yer almaktadır ve aslında Siyonist otoriteler için gerçek bir tehlike oluşturacaklardır.

Kısaca söylemek gerekirse, Ocak 2024’ten bu yana Siyonist rejime karşı uluslararası hukuk mahkemelerinde açılan 4 davadan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin – eğer uzlaşmaya varırlarsa – iki davası var. son – Netanyahu ve Yoav Galant’ın Siyonist rejimin Savaş Bakanı olmasına neden olabilir. Aynı sınırlama, Cenevre Sözleşmesi’ne üye devletlerin göz ardı edilmesi durumunda da etkisini kaybedebilir.

Uluslararası Adalet Divanı’nın kararları da aşağıdaki gibidir. Yönetici bir kaldıraçlarının bulunmadığına, sadece öneri formunun bulunduğuna dikkat çekildi. Bu, Siyonist rejimin Gazze’de “soykırım” yapma kararının on yıl bile sürebilecek zaman alıcı bir süreç olmasına rağmen böyledir.

New York Times: Lahey Mahkemesi’nin kararı İsrail’in izolasyonunu artırdı

Bu iki önlem, BM Güvenlik Konseyi tarafından uygulanmaları halinde etkili olabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nin Siyonist rejime karşı herhangi bir eylemi veto ettiği ve engellediği yer. Dolayısıyla yasal işlemlerin Siyonistler açısından önemli bir alan sonucu yaratmayacağını ancak imajına zarar vereceğini söylemek gerekir.

Fakat Bu noktada, uluslararası hukuki tedbirlerin etkisizliğinin bilincinde olmamıza rağmen, Siyonist rejime karşı bir hafta içinde 3 davaya tanık olmamız, Siyonist rejimin işlediği suçların dünya kamuoyunu patlamanın eşiğine getirdiğini göstermektedir. artık herkes bunu durdurmak için her yolu kullanıyor. Bu rejimin ölüm makinesi bu rejimle yüzleşmek için sahaya çıktı. Bu dönem, ya bu rejimi çöküşe yaklaştıracak ya da gelecekte bu rejimin bu büyüklükte suç işleme olasılığını ortadan kaldıracak bir araç sağlayacak şekilde rejime karşı küresel bir hareket için en iyi fırsat olabilir.

mesajın sonu/

 

kaynak Tasnim Haber Ajansı

Back to top button