İran’ın çıkarlarını ve toprak bütünlüğünü savunmada sınırı yoktur
Ülkemizin dışişleri bakanı Araghchi, İran'ın halkının çıkarlarını ve toprak bütünlüğünü koruma ve savunma konusunda sınır koymadığını vurguladı. |
Tasnim Haber Ajansı’na göre, İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Seyed Abbas Araghchi, Bu akşam KHAMENEI.IR medyasına verdiği röportajda, İran’ın kendi çıkarlarını, toprak bütünlüğünü ve halkını koruma ve savunma konusunda sınır koymadığını belirtirken, son bölgesel gezilerinde İran’ın, kendi çıkarlarını, toprak bütünlüğünü ve halkını koruma ve savunma konusunda sınır koymadığını belirtirken, İran’ın, kendisine karşı gelenleri savunma ve misilleme yapma kabiliyetine sahip olduğunu vurguladı. İran’ı işgal etme niyetinde oldukları dış taraflara anlatıldı. Bu konuşmanın metni şu şekildedir:
Sayın Bay Araghchi! Devrim önderinin takdir ettiği bölge ülkelerine son ziyaretlerinizde bu ülkelerin liderleriyle önemli toplantılar yaptınız. Bu görüşmelerde İran’ı tehdit etme konusunda Siyonist rejimle olası işbirliği konusunda ne gibi uyarılarda bulundunuz ve bu uyarıların olayların gidişatına nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz? Peki, bu gezilerimizde İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel meselelerde, kendi savunmasında ve direniş ekseninin savunmasında kesin tutumunu, İran İslam Cumhuriyeti’nin kararlılığında ve izlediği yolda ciddi olduğunu açıkça ortaya koyduk. Filistin halkının desteğini alarak Siyonist rejime karşı ciddi bir şekilde mücadeleye devam edecektir. Ve bu aşırılıkların son kırk yılda çok fazla olduğunu ve bunun İran İslam Cumhuriyeti’nin kararlılığını en azından etkilemediğini. Ve aynı şekilde İran’ın kendini savunma yeteneği ve İran’ı işgal etmek isteyenlere karşı misilleme yapma yeteneği de tüm bunlara anlatılarak, hiç kimsenin İran milletinin iradesini ve iradesini baltalamaya çalışmamasının daha iyi olduğu anlatıldı. İran İslam Cumhuriyeti’ni savunmak için kendinizi test edin. Bütün bu ülkelere verilen mesaj buydu; Mesajın yanı sıra gerilimi azaltma ve iyi komşuluk ilişkileri kurma ihtiyacı da var.
İran İslam Cumhuriyeti’nin nasıl bir savaş adamı olduğu gibi, aynı zamanda barış adamı olduğunu da onlara anlattık. komşularıyla ilişkileri. Gerginlik istemiyoruz; Basra Körfezi bölgesi ve ötesindeki komşularımız için bir tehdit olarak görülmüyoruz. Siyonist rejimin hesabı ayrı, bölge dışındaki güçlerin hesabı ayrı ama önceki Şahid Raisi hükümetiyle başlayan komşuluk politikasında biz tamamen ciddiyiz ve bu nedenle de bölgede tamamen kapsamlı bir diplomasi yürüttük. Bu gezilerin kendi sonuçlarını da gösterdiğini düşünüyorum.
Sayın Bakanım! İran İslam Cumhuriyeti’nin ülkenin çıkarlarını ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığının sınırları nelerdir? İran’ın dizginlenmesi yönündeki bazı fısıltılar ve ikiyüzlü çağrıların, saldırgan rejimin cezasını hafifletmede etkisi var mı?
Sanırım kendimizi savunma kararlılığımızın sınırı olmadığını kanıtladık; Bunu hem Saddam rejimiyle yaptığımız sekiz yıllık savaşta, hem de geçtiğimiz yıllarda Amerika’nın düşmanlıklarıyla yüzleşerek kanıtladık. Amerikan yaptırımlarına göğüs gererken ve yaşanan her olayda, halkımızı savunmak için sınır tanımadığımızı kanıtladık. Toprağımızı, vatanımızı santim santim savunacağız. İslam Cumhuriyeti’nin ideallerini savunacağız ve tüm bu ideallerin arkasında duracağız; Sanırım bunu tüm dünya gördü; Bunun en güncel örneği Sadık’ın kararlı bir şekilde uyguladığı 1. ve 2. operasyonlardır ve İran İslam Cumhuriyeti ve İran halkı bunun tüm sonuçlarına güçlü bir şekilde göğüs germiştir. Sadık 1 ve Sadık 2 operasyonlarının ülkenin diplomatik gücünün güçlendirilmesinde ve diplomasinin ellerinin doldurulmasında etkisi neydi?
Bkz. Temel olarak diplomasi iç gücün bileşenlerine dayanır. Elbette diplomasinin kendisi de güç üretebilir ancak diplomasinin ilerleyişi, bu diplomasinin ülke içinde hangi güç unsurlarına dayandığına bağlıdır. Diplomatlar sözde iç güce sıcak bakıyorlar; Elbette bu içsel güç askeri güç, ekonomik güç, siyasi güç ya da söylem gücü olabilir; İslam Cumhuriyeti’nin ürettiği söylemler onun gücünün bileşenlerinden biridir; Elbette kendi savunma sanayii ve kendi savunma silahlarının yanı sıra; Bütün bunlar, güçlü bir diplomatı sahneye gönderiyor ve diplomasiye hedeflerine ilerlemesi için sözde güç veriyor. Elbette hareket sırasında diplomasinin kendisi de güç üretebilir; Yani kendisi ülke için bir güç bileşeni haline gelebilir. Sadık’ın 1. ve 2. operasyonları, İran İslam Cumhuriyeti’nin kendisini savunma gücünün bir başka tam tezahürüydü ve benim görüşüme göre, Allah’ın izniyle dış politikamız için itici bir güç olmaya devam edecek.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |