Filistin konusunda Türk solu ile sağı arasındaki fark
Arap ülkeleri ile Siyonist rejim arasındaki 6 gün süren savaş ve 1973 yılında bu rejim tarafından 8 Türk vatandaşının öldürülmesi olayları, siyasi ve tarihi açıdan özel bir öneme sahiptir. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, bu günlerde Türkiye’de pek çok kişi Erdoğan’ı eleştirenler, hükümetinin Siyonist rejimin suçlarına ilişkin tutumunu eleştiriyor. Erdoğan’ın İsrail karşıtlığını akıllıca Netanyahu karşıtlığına indirgediğine ve rejimin kendisi hakkında bir şey söylemeye hazır olmadığına inanıyorlar.
Aynı zamanda Erdoğan’a da büyük değer veriyor. Ekonomik çıkarlara önem veren ve Türkiye’den işgal altındaki bölgelere mal ihracatını durdurmaya istekli olmayan bir ülke.
Kejdar ve Meriz Erdoğan’ın İsrail’e karşı tutumunun nedenleri konusunda Türkiye’nin medya ve siyasi çevrelerinde pek çok nokta dile getirildi. Ancak bu ülkenin bazı gazetecileri tarihin arka planına giderek İsrail’in suçlarına karşı tavır almanın geçmişte İsrail ile İsrail arasındaki tartışma ve gerginliklerin ana noktalarından biri olduğunu gösteren ilginç vakalara dikkat çekiyor. Türkiye’de sağ ve sol siyasi hizipler var. Filistinli savaşçılara destek vermek, bazı tarihsel dönemlerde pratik olarak Türkiye solcularının ve sosyalistlerinin ideali haline gelmiştir! o dönemde özel bir siyasi ve tarihi öneme sahiptir.
50 yıl önce, Filistin kampında
“İsrail rejiminin otoritesi, Amerika’nın mali ve askeri nüfuzunu ve Amerika’da yaşayan Yahudi milyarderlerin nüfuzunu desteklemeye dayanmaktadır. Bu rejim Ortadoğu’da militan ve ezici bir güç haline geldi. Ancak Arap milliyetçiliğinin gelişimi son yıllarda hızla geliştiğinden ve İngiltere ile Amerika’nın çıkarlarına tehlike olarak görüldüğünden, bölgede İsrail ve Amerika’nın dostluğuna ve birliğine bir kez daha tanık oluyoruz.”
Yukarıda okuduğunuz birkaç satır, Arap ülkeleri ile İsrail arasında 6 gün süren savaş sırasında Türkiye Ulusal Gençlik Teşkilatı (TMGT) Merkez Yürütme Kurulu’nun yazıp yayınladığı Filistin Yanlısı Deklarasyon’dan bir paragraftır.
O dönemde Türkiye Gençlik Birliği tamamen Türk solcu öğrenci ve aydınların etkisi ve kontrolü altındaydı. Tabii burada önemli bir noktayı da belirtmemiz gerekiyor ki, Türk solcu öğrencilerin Filistinli savaşçılara verdiği destek sadece medya söylemi ve bildiri yayınlamaktan ibaret değildi. Solcu Türk öğrencilerin Filistin davasına destek vermesi ve İsrail’e karşı sert tavırları, 9-10 Haziran 1969’da İstanbul’da öğrencilerle polis arasında çıkan çatışmalarda üniversitelerin kapatılmasına, öğrencilerin ev ve yurtlarının kapatılmasına yol açtı. bazı öğrenciler arandı. Diğerlerinin yanı sıra Deniz Gazmish’e de arama yapıldı. jpg”/>
Türk hükümeti ve polisin Filistinli solculara yönelik artan baskısıyla, Filistinli solculara çok sayıda öğrenci davet edildi. Filistin hareketinin Sovyetler Birliği’ne yakın Marksist kolu olan “Filistin Kurtuluşu Demokratik Cephesi”, İstanbul ve Ankara’yı bırakıp Filistin’e gittiler.
Deniz Gazmish, Yusuf Kopli Jehan Alpetkin valizlerini toplayıp gizlice Filistin’e giden ilk öğrenciler arasındaydı. Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi kamplarında kaldılar ve gerilla eğitimi aldılar.
Deniz Gazmish, kendisinin ve yoldaşlarının kaybolmasını önlemek için gizlice Filistin’e gittiğinde bunu ailesine anlattı. biraz eğlenmek için onlarla birlikte Türkiye’nin Kuşadası adasına giden kişi açığa çıkar.
Bu olaylardan bir süre sonra, 1973’teki Yom Kippur Savaşı’ndan hemen önce, bir grup genç Maoist Aydınlanma Hareketi, Arafat’ın önderliğindeki El Fetih kamplarında eğitim almak üzere Lübnan’a gitti. Bunların arasında gazetecilik dünyasına sıklıkla dahil olan 12 Türk aydını da vardı.
Fayek Bulot, Bora Guzan, Hossein Toisuz, Cengiz ve Chandar gibi ünlü isimler ve daha birçok ünlü isim kişilikler. . Lübnan’ı terk ederek en zorlu gerilla eğitim kurslarından geçtiler. (Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden ve Ortadoğu uzmanlarından biri olan Cengiz Çandar da bu kişilerden biriydi. Türk olmasına rağmen sol inançları nedeniyle Diyarbakır ilçelidir ve PKK’nın uydu partisinin adayıdır. bu yıl TBMM’ye temsilci olarak kabul edildi. /15/1402091514000052528929024.jpg”/>
Elbette Türk solcu öğrencilerin Filistin’e doğru hareketi konusunda farklı görüşler var. ve Lübnan. Bazı eleştirmenler, hepsinin mutlaka Filistin’i desteklemeye çalışmadığını söylüyor. Bazıları bu eğitimleri alıp Avrupa’ya giderek yurt dışındaki Türk işçileri arasında sosyalist propaganda yapmaya devam etmek istiyordu.
21 Şubat 1973 gecesi İsrail ordusu FKÖ veya Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kurduğu bir kampa saldırdı. Ancak sorun şuydu ki, o gece kampta Türk gençleri dışında kimse yoktu.
İsrailliler tüm çadırlara ateş açtı ve ilk birkaç dakika içinde, 8 kişi öldü, kaybetti İki kişi yaralı olarak kurtulup kaçtı. İsrail askerleri tarafından tutuklanan Faiq Bulot, İsrail’de 7 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye’nin ünlü gazetecilerinden Oral Harandalar, bu olayların tüm ayrıntılarını anlatan İsyan Günleri adlı bir kitap yazdı. Kendisi de olayın görgü tanıklarından biriydi ve tüm olayları doğru bir hafızayla kaydetmişti.O kamp İsrailliler tarafından öldürüldü, Ankara hükümetinin tutumu neydi? Cevap: hiçbiri. Hükümet sessiz kaldı ve hiçbir tepki vermedi. Neden? Belki şu nedenlerden dolayıdır:
a) 1970 yılında Türkiye’de soldan nefret eden bir grup askeri darbeci iktidara geldi.
İsrail, Türk gençlerinin öldürülmesini meşrulaştırmak için, saldırı hazırlığında olan gerillaların planını bozmak amacıyla kampa saldırı düzenlendiğini duyurdu. Ancak kampta sadece Türklerin bulunduğu ortaya çıkınca bunun Filistinlilere yönelik küresel terörün bir kanıtı olduğunu söylediler, kendisini utanmış ve borçlu saymış, bunun sonucunda da Filistinlilerin öldürülmesine itiraz etmemişti. o 8 genç adam! Evet, 50 yıl önce Türkiye ve bölge böyleydi.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |