“Büyük ülke – büyük millet” hayalinin Türkiye’de kaç alıcısı var?
Türk akademisyenler, saha araştırmalarında Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası rolüne ilişkin büyük iddialarda bulunmanın, bu ülkenin küresel dengedeki rolünü ve konumunu abartmanın gerçeklikle hiçbir ilgisinin olmadığını tespit etti. |
Uluslararası grup Tasnim haber ajansına göre, son birkaç gün içinde The Türk gençliğinin “umut” ve “hayata” bakış açısını konu alan bir saha araştırmasının yayınlanması bilim, siyaset ve medya çevrelerinin ilgisini çekti.
Adalet ve Kalkınma Partisi, bu konuyu kamuoyuna sunmaya çalışıyor. Erdoğan’ın eşsiz ve tarihi açıdan güçlü bir lider olduğunu ve bir Türk astronotunun uzaya gönderilmesinin benzeri görülmemiş bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Türkiye’nin akademik isimlerinden ve sosyal bilimler alanındaki ünlü araştırmacılardan biri olan Profesör Selçuk Şirin, bunun tam tersini gösterdi. Hükümetin iddiasına göre Türkiye’nin morali pek iyi değil ve bu arada son birkaç yılda bu ülkenin gençliği daha da çaresiz hale geldi.
Profesör Şirin Ayrıntılı istatistikler yayınlayan Oxygen gazetesi şu açıklamayı yaptı: Sadece destansı reklamlarla, abartılı sıfat ve ifadelerle ülkemizi kalkınmaya taşıyamayız. Türk akademisyenler, saha araştırmalarında Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası rolüne ilişkin büyük iddialarda bulunmanın, bu ülkenin küresel dengedeki rolünü ve konumunu abartmanın gerçeklerle hiçbir ilgisinin olmadığını ortaya çıkardı.
Prof. Şirin, Türk medyasında geniş yer buldu ve bu ülkenin ünlü analistlerinden Mustafa Karaalioğlu, onun açıklamalarından esinlenerek şu başlıkla bir not yazdı: “Son Büyük ülke – büyük hükümet hakkındaki hikayemiz hakkında haberler”.
Karaoğlu’nun notunun önemli kısımlarını ve onun büyük vizyonunu bir araya getirin Türkiye. İnceliyoruz:
Türkiye ve büyük bir ülke, büyük bir ulus hayali
Ülkemiz hakkında heyecan verici ve zorlayıcı hikayeler anlatmayı seviyoruz. Çoğu abartılarla dolu bir dizi destansı hikayeden oluşuyor. Ya bugün yaşadığımız gerçeği çarpıtıyorlar, ya da gerçekte ulaşamadığımız hedefler abartılı bir şekilde hayal ediliyor, bu hikayelerde ulaşılabilir hale getiriliyor ve Türkiye’nin güçlü bir ülke haline geldiğini ve zirveye ulaştığını iddia ediyoruz.
Türkiye’nin bugünü ve yarını ile ilgili başlıca destansı hikayelerin bir kısmı, “büyük ülke, hükümet”, büyük, büyük millet” olarak damgalanan, üretilip tedarik edilen hayaller dizisi veya koleksiyonudur. !
Mükemmel seviyede olduğumuzu göstermek için basit bir taktik kullanıyoruz: Önce mükemmellik kriterlerini kendi bedenimize ve boyumuza göre belirliyoruz, sonra gösteriyoruz. hedefe ulaşmanın çok kolay olmasının yanı sıra, büyük olmaya da sadece bir saç kılı uzaktayız!
Artık hayaller şan ve büyüklükle ilgili, bir temele dayanmıyor. Hükümet ve parti zihniyeti ama tarihi ve gerçek belgelerle kanıtlanması gerekiyor ve halkımızın yaşam koşulları gerçekten yüksek bir seviyeye ulaştığımızı gösteriyor. Ama ne yazık ki iktidar partisinin propaganda makinesi, objektif gerçekliğe dayanmayan, seçim ve propaganda şeklinde bu senaryolar üzerinde çalışıyor ve sahadaki deliller, bu partinin bu sloganlarla oy toplayabildiğini, bu hayalleri satabildiğini gösteriyor. insanları kendine.
Hükümetin propaganda platformunda ülkenin gücü hakkında söylenenlerin çoğu, gerçek dünyada asla kanıtlanamaz! Hükümet, gerçek bir büyüme yaratmadan, halkımızın hayatında olumlu bir değişiklik yaratmadan, sürekli olarak bizim büyük bir hükümet olduğumuzu, her geçen gün daha da büyüdüğümüzü, gelecek yüzyılın bize ve milletimize ait olduğunu söylüyor!
Madem büyük bir hükümetimiz var, neden halkımızın yaşam koşulları bu kadar kötü diye sorduğumuzda, sakince nedenini Türkiye’ye düşman olan yabancı ülkelerin müdahalesine bağlıyorlar! Ama aslında böyle bir iddia çok anlamsız.
Öncelikle yabancı güçler neden hükümetimize karşı bir şey yapsın? İkincisi, eğer bir şey yapmak istiyorlarsa ve bir komplo planlıyorlarsa, sizin büyük bir hükümet olarak bizim ve bizim de büyük bir ulus olarak onların tüm sinsi eylemlerini etkisiz hale getirecek stratejilere ve araçlara sahip olmamız gerekmez mi? Eğer böyle bir gücümüz ve imkanımız yoksa neden büyük olduğumuzu düşünelim!?
Sürekli diyoruz ki, büyük bir ülkemiz var, büyük bir hükümetimiz var. Ama görünen o ki, güçlü bir dünya ülkesi olarak tanıtılmak için bütün planımız şu: Üretime gitmiyoruz, ders çalışacak havamız yok ve araştırmak. Hiçbir şey icat etmek istemiyoruz, düzen ve disiplinle ilgilenmiyoruz, hukukun ve hakların görünümünden hoşlanmıyoruz ve yabancı güçler bize tüm kapıları açmak zorunda kalıyor!
Bu, Türkiye’yi büyük bir devlet ve ülke olarak tanıtmaya yönelik yol haritamızın tamamıdır! hayır diyorsun Profesör Selçuk Şirin ve meslektaşlarının araştırma sonuçlarına bir göz atın. Daha iki gün önce Oxygen gazetesinde son saha araştırmalarının sonuçlarını yayınlayıp, büyük Türkiye’nin ve büyük hükümetin iddialarından kilometrelerce uzaktaki gerçekleri bizlere gösterdiler.
b) “Ben memnunum” diyenler umutlu %66,6’dan %43,7’ye düştü.
C) Gençlere aldıkları eğitimden memnun olup olmadıkları soruldu. 2017 yılında “memnun” olduğunu söyleyenlerin oranı %73,8 iken 2023’te bu oran %50,4’e düştü.
d) Başka bir ülkede yaşamak istediğini söyleyenlerin oranı eğitim alma oranı 2019’da %22,7 iken 2023’te %28,3’e yükseldi.
e) Kendini “yoksul” olarak tanımlayanların sayısı 2017’de yüzde 66 idi ve 2023’te bu sayı yüzde 79’a çıkacak.
f) Geleceğe dair umutsuz olduğunu söyleyenler zaten inanılmaz bir yüzde 33 seviyesindeydi ve 2023’te , %56’ya çıkacaklar.
Bu rakamlar hem “büyük” hikayemizin bir özeti hem de durumun iyiye işaret olmadığının kanıtı.
Gençlere anlattığınız “büyük ülke, büyük hükümet” hikâyeniz ne kadar ikna edici bakalım. Araştırmaya göre bu soruları yanıtlayan gençlerin %24,5’i sol, %25,9’u sağ, %37,9’u ne sağ ne de sol, geri kalanlar ise kendilerini ideolojik olarak belirli bir grup altında tanımlamıyor.
Yani yıllardır tekrarladığımız büyük hikâyeler ne sağı, ne solu, hatta futbolseverleri bile ikna edemedi! Çünkü hikaye doğru değil. Dünya gerçeklerinden uzak hikayeler hiçbir şeyi değiştiremez.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |