Türk dini geleneklerinde güç ve zenginlik mücadelesi
Son dönemde iki ünlü Türk mezhebinde ve tarikatında mali kaynakların ne kadar ve nasıl paylaştırılacağı konusunda kavga çıkmış, bu konu seçimleri bile etkilemiştir. |
Uluslararası grup Tasnim Haber Ajansı’na göre onlarca dini ve tasavvufi mezhep ve mezhebin Türkiye’deki faaliyetleri Türkiye’de devam ediyor ve bu mezheplerden bazılarının bazen haber bombası gibi toplumun dikkatini çeken pek çok yan etkisi var.
Yıllardır Erdoğan’ın partisinin gölgesinde kalan Türkiye’deki dini ve tasavvufi tarikatların çoğu, manastır ve toplantı yeri olarak sahip oldukları yüzlerce büyük binanın yanı sıra yüzlerce ticari, transit, inşaat ve turizm şirketleri Çoğu devlet ihalesi kolayca kazanılır ve büyük servetler elde edilir.
Son dönemde Türkiye’de iki ünlü mezhep ve tarikat arasında mali kaynakların dağıtımı konusunda kavgalar yaşanmış ve bu konu seçimleri bile etkilemiştir.
Son zamanlarda en önemli mezheplerden biri olan Türkler ve Türkler Siyaset ve güvenlik uzmanları, Fethullah Gülen’in liderliğini yaptığı “Hizmet Hareketi” adlı mutasavvıfın 2016’daki başarısız darbenin sorumlusu olarak kabul edildiğini Haber Türkiye’de dini mezheplerle ilgili takipler daha hassas bir şekilde takip edilmektedir.
Mali kaynakların bölüşümü nedeniyle mezhepler arasında anlaşmazlıkların ve iç farklılıkların ortaya çıkması sonucu, üzerinde durulan bir konudur. İktidar partisinin politikaları kapsamında da Çünkü siyaset uzmanlarına göre, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı sırasında pek çok önemli mezhep ve mezhep, Erdoğan’ın partisine bağlı belediyelerle siyasi ve mali bağ kurarak büyük kiraların sahibi oldu. Güç ve kaynaklardan daha fazla pay alma rekabetinin siyasi ve güvenlik açısından bir zorluk haline gelmesi doğaldır. Öyle ki, Türkiye’nin ekonomik krizle karşı karşıya olduğu bir ortamda Adalet ve Kalkınma Partisi, ülkenin birçok önemli ve zengin ilinde zengin ve para kazanan belediyelerin yönetimini muhalefete bıraktı.
Mali bir anlaşmazlık, bir seçim başarısızlığı
Cumhuriyet gazetesi analistlerinden Sartache şunları yayınladı: Ankara’da dini mezhep ve mezheplerin mali kaynaklarına ilişkin analitik köşesinde Türkiye İrfani şunları yazdı: “Mali şeffaflık ve çeşitli dini ve sosyal grupların mal varlıklarının denetlenmesi konusunun ciddi şekilde takip edilmesi gerekiyor. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde ve bu partiyle siyasi ilişkiler kurulmasının gölgesinde zenginleşen mezhep ve gruplar. Örnek mi istiyorsunuz? (Menzel) adlı dini grup. Bu mezhebin liderinin vefatından sonra hayatta kalanlar arasında mezhebin mal ve varlıklarının paylaşımı konusunda tartışma çıktı ve aralarında kavga çıktı. Bazı aile üyeleri, öğrenciler ve müritler geride bırakılan mirası ve kaynakları paylaşmak için o kadar mücadeleye girişmişlerdi ki, Adıyaman belediyesi yirmi yıl aradan sonra ilk kez Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elinden çıktı.
Cumhuriyet gazetesi analisti ayrıca şunları yazdı: “Adiaman, Menzel Tarikatı liderlerinin en önemli yaşam ve faaliyet merkezidir.” Son 20 yılda hep Adalet ve Kalkınma Partisi’ni ve bizzat Erdoğan’ı desteklediler ve tüm seçimlerde halktan ve müritlerden iktidara oy vermelerini istediler. Ancak bu sefer mezhebin mirası ve mali kaynakları üzerinde kavga etmekle meşguldüler ve seçim kampanyasıyla hiçbir ilgileri yoktu. İktidar mağlup oldu ve bu şehir de muhalefetin eline geçti.”
Türkiye’nin önemli dini grup ve mezhepleri arasındaki ciddi farklılığın bir başka örneğinde, aralarında kavga yaşandı. Medyanın dikkatini çeken Erdoğan’ı destekleyen iki dini-mistik figür.
Tarikatın vaizi ve şeyhi olarak bilinen Jaba Li Ahmad, tarikatın liderinin ölümünün ardından Cemaat İsmail Ağa, onu dininizin lideri olarak atamaya çalıştı. Ancak bu olmadı ve büyük öğrencilerden biri tarikatın lideri oldu. 1403/01/24/1403012411274542629796024.jpg”/>
Şeyh Ahmed, Avesta Osmanoğlu’nun oğluyla birlikte hocası oldu. İsmail Tarikat’ın lideri, serveti ve çocukları hakkında bilgi verdi.
Çocuk Şeyh de şunları duyurdu: “Bu cemaat babamın malıdır. Senin hesabın ne? Eğer çocuklarım için bir sorun varsa, seni kışkırtıcı ve sorumlu olarak kabul edeceğim” dedi. Tribünlerde İsmail Ağa Cemaati’ni eleştirdi ve bu mezhebin liderinden, ülkenin düşman eline geçmemesi için bir an önce belediye seçimlerinde Erdoğan ve partisine destek vermesini istedi. Ancak İsmail Ağa’nın Cemaati, İstanbul ve diğer illerdeki seçimler konusunda tavır almayı reddetti ve reddetti. Bu dinî-mistik mezhebin liderinin bugüne kadar iki akrabası ibadet ederken öldürülüp dövülerek öldürülmüş, Ashakilar, Manzel ve diğerleri gibi diğer tarikatlarla ilgili de pek çok söylenti ortaya çıkmıştır.
Dini mezhepler neden tehlikelidir?
Türkiye’deki dini ve mistik grup, cemaat ve mezheplerle ilgili önemli bir nokta, onların sahip oldukları çeşitlilik ve genişlik çok, bu arada bazı yöntemler, sosyal, kültürel ve eğitimsel faaliyetler çok değerli ve etkili değil, hepsini bir arada toplamak da mümkün değil.
Fakat şu anda Aynı zamanda siyasi ve idari katmanlardaki grup ve mezheplerin etkisinin Türkiye halkı açısından ağır sonuçlar doğurduğu gerçeği göz ardı edildi. Öte yandan tarikatlardaki inatçı ve radikal gençler ve gençler bazen sorun haline geliyor ve yüzbinlerce Türk gencinin tarikatların kontrolündeki okullara mensup olduğu göz önüne alındığında, üzerlerinde sıkı bir güvenlik denetimi olmadığı ve bazı Türk gençlerin Analistler açıkçası bunları potansiyel tehdit noktaları olarak görüyorlar.
Türkiye’nin eski gazetecilerinden Amre Kongar şunları yazdı: “MS 1971 askeri darbesinden bu yana tarikatlar hep eğitim sistemine girmeye çalıştı. Türkiye’yi bozmak, kendilerine özel bir yer açmak ve hatta faaliyetlerinin 1980 darbesinin temelini oluşturduğu bile söylenebilir. Bugün bile tarikatların faaliyeti Türkiye’nin zayıf noktalarından biridir ve bana sorarlarsa Türkiye’nin temel sorunları nelerdir? Öncelik sırasına göre şunu söyleyeceğim: 1. Türkiye genelinde tarikatların yaygın ve hesaplanamaz faaliyetleri olarak adlandırılan bir sorun. 2. Sığınmacılar ve mülteciler. 3. Hükümetin totaliter davranışı ve gücün cumhurbaşkanının elinde yoğunlaşması Erdoğan’ın bazı Türk mezheplerinden ciddi şekilde etkilendiğini hatırladığımızda üçüncü sorunun önemini anlayabiliriz. Bu nedenle tüm hassas bakanlıklar farklı mezheplere mensup öğrenci ve müridlerle doludur. Hâlbuki tarikatların ülkenin kalkınması, üretimin ve milli gelirin artırılması, gelir adaletinin sağlanması, halka hizmet gibi kaygıları yoktur. Tek amaçları güçlenmek, mürid sayısını artırmak ve ülkenin kaynaklarını paylaşmaktır”. /Image/1403/01/24/1403012411251273829795704.jpg”/>
Sosyal ve kültürel alanlarda birçok uzman Türkiye, dini mezheplerin ve mistik grupların faaliyetlerinin bu ülkenin yaşamının bir parçası olduğuna ve yok olmayacağına inanmaktadır. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gücünün azalması durumunda faaliyet alanlarının daralacağı ve nüfuzunun azalacağı öngörülüyor.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |