Davutoğlu’ndan İran’ın İsrail rejimine askeri müdahalesine ilişkin 15 nokta
Türkiye'nin eski başbakanı, ülkesinin bölgedeki konumundan endişe duyuyor ve İran'ın Siyonist rejime karşı füze ve drone tepkisini bir dönüm noktası olarak görüyor. |
Uluslararası grup Tasnim Haber Ajansı’na göre, İran İslam Cumhuriyeti’nin işgal altındaki bölgelere yönelik büyük saldırısının ardından
Birçok bölge ve dünya siyasetçisi konunun siyasi boyutunu değerlendirdi.
Geçmiş Başbakan ve Gelecek Partisi’nin şimdiki lideri Ahmed Davutoğlu da bu konuya ilişkin yorum yapan siyasetçilerden biriydi. detay .
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bölgede artan gerilime karşı acilen atılması gereken adımları sıraladı ve bazı önemli noktalara dikkat çekti.
Eldeki deliller, kitabın yazarının “Stratejik Derinlik” ve eski başbakan Türkiye, ülkesinin bölgedeki konumundan endişe duyuyor ve İran’ın Siyonist rejime yönelik füze ve drone saldırısını bir dönüm noktası olarak görüyor.
15 Davutoğlu’nun “dürüst söz vermenin” önemi hakkındaki görüşü
1. Bölgedeki gerilimin yeni boyutları konusunda 24 saat çalışmak üzere Ankara’da Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Met İstihbarat Servisi’nin katılımıyla kurumlar arası bir kriz masası kurulmalıdır.
2. Başlangıç noktası, İsrail ile İran arasındaki gerilimin kaynağının Gazze’deki soykırım olduğu gerçeği olmalıdır.
3. Acilen ABD ile en üst düzeyde – tercihen doğrudan liderler arasında – temasa geçin ve riskin altını çizin. Gazze’de ateşkes sağlanamadığı sürece bölgesel savaşlar artıyor. Gazze’de derhal ateşkes sağlanması için İsrail’e baskı yapmaları istenmeli.
4. Türk cumhurbaşkanının Amerika ziyareti zaman açısından önemlidir ve konuyla ilgili soruşturma başlatılması talebinde bulunulmalıdır. ortak önlemler. Gazze’deki soykırımın devam ettiği bir dönemde gerçekleştirilen bu gezinin başarısının ateşkes çabalarına bağlı olduğu vurgulanmalıdır.
5. Amerika bilgilendirilmelidir ki, özellikle İncirlik olmak üzere Türk üsleri Kürtler bölgesel bir savaşta kullanılamaz.
6. Krizin ilk anından itibaren vurguladığımız gibi, bu süreçle ilgili olarak özellikle Türkiye’yi etkileyebilecek gelişmelerle ilgili olarak Türk hava sahasının İsrail’e olan tüm uçuşlara kapatılması gerekmektedir. krizden etkilenmesi gerekmektedir. Suriye ile güvenlik ve istihbarat kanallarının da açık tutulması gerekiyor 04/31/1402043116353370428005134.jpeg”/>
9. Gerginliğin Basra Körfezi’ne yayılması durumunda Türkiye, Katar başta olmak üzere Basra Körfezi ülkeleriyle yakın istişare temasları kurmalı ve Basra Körfezi İşbirliği Konseyi’nde bir girişim oluşturulmasına ağırlık vermelidir.
10. Acil bölgesel bir girişim. Dışişleri Bakanlığı düzeyinde doğrudan temasa yönelik geziler yapılmalı.
11. İsrail ile İran arasında gerilimin artma ihtimaline ilişkin olarak, bölgedeki tek NATO üyesi ülke olan Türkiye’nin açıkça vurgulanması gerekiyor. bu durumdan etkilenmemek lazım. Dolayısıyla NATO’nun bu konuya karışmaması gerekiyor. Ayrıca Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği tehlikeler de dikkate alınmalıdır.
12. Gazze’de derhal ateşkes sağlanması için BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleriyle her düzeyde düzenli toplantılar yapılmalıdır.
br/> 13. Başta Güney Afrika, Brezilya, İrlanda ve Norveç olmak üzere Gazze soykırımına karşı aktif duruş sergileyen ülkelerle bir “ateşkes girişim grubu” oluşturularak uluslararası kamuoyu baskısı artırılmalıdır.
14. Tedbirler Acil güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Irak, Katar ve Somali’deki Türk üsleri ele geçirilecektir.
15. Türkiye, güvenlik önceliklerini korurken, Filistin halkının haklı davasını ve bölgesel ve barışı desteklemeye devam eden bir ülke olarak konumunu korumalıdır. küresel çabalar.
Davutoğlu’nun Erdoğan hükümetinin eylemsizliğine itirazı
Ankara gazetesi Özel bir haberinde, şöyle yazdı: “İsrail’in dün Şam’daki İran büyükelçiliğinin konsolosluk bölümüne düzenlediği saldırıya misilleme olarak İran, İsrail’e 100’ü balistik füze ve kamikaze olarak bilinen intihar drone’ları da dahil olmak üzere yaklaşık 290 füzeyle saldırdı.” Bu saldırıya dünyanın dört bir yanından tepkiler devam ederken, Türkiye’den henüz bir açıklama yapılmadı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise bu durumu protesto ederek, “Ankara uyan, uyan Show” dedi.
Davutoğlu şöyle devam etti: “Dün bölgemiz ve dünya için uzun bir geceydi. Bütün başkentler bir açıklamayla tutumunu açıklarken yalnızca Ankara sessiz ve pasif kaldı. Gece boyunca herhangi bir açıklama yapılmadı ve kriz toplantısı yapılmadı. Henüz bir açıklama yapılmadı. Ben iki ihtimal olduğunu düşünüyorum: Birincisi, ilgili kurumlar bir açıklama hazırladılar ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan onay alamadılar. İkincisi: Sayın Başkan, yaklaşan ABD ziyareti öncesinde Washington çevrelerinde endişe yaratacak açıklamalar yapmaktan kaçındı. Birinci sebep, başkanlık sisteminin devlet kurumlarını etkisiz hale getirerek Türkiye’yi zayıflatmasının ciddi sonuçlarıdır. Eğer ikinci sebep geçerliyse durum daha da vahimdir. Türkiye bölgesel konulardaki tutumunu başka bir dünya gücünün taleplerine göre ayarlamamalıdır. Pasif bir yaklaşım ülkemizin itibarını ve nüfuzunu yok eder!”
Davutoğlu’nun bu sözleri onun bir uluslararası ilişkiler teorisyeni ve Ortadoğu’daki ve dünyadaki güç ilişkilerinin farkında olan bir kişi olarak bunu yapmaya çalıştığını gösteriyor. İran’ın Siyonist rejime tepkisinin, İran’ın Filistin halkının en önemli destekçisi konumunu daha da sağlamlaştıracağı bir gerçektir ve aynı zamanda diplomatik tesislerine yönelik saldırılara tolerans göstermeyen bir ülke olarak da bilinmektedir.
İran’ı her zaman rakibi olarak gören ve İsrail ile yoğun siyasi ve ticari ilişkileri olan Türkiye gibi bir komşunun bu düzeyde bir güce tahammül edemeyeceği açıktır.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |