Eliasat Adaları; Suudi Arabistan ile BAE arasındaki sınır sorunu
İlyasat Adaları, Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında gerginliğe neden olamasa da, Arap Yarımadası'nın iki lideri arasında derin uçurumlar yaratacaktır. |
Uluslararası gruba göre Tasnim haber ajansı Suudi Arabistan, Birleşmiş Milletler’e Birleşik Arap Emirlikleri hükümetini protesto eden bir nota gönderdi. Protesto notunda Riyad, Abu Dabi hükümetinin İlyasat bölgesini deniz koruma alanı olarak ilan etme eylemini yasa dışı olarak nitelendirdi.
Suudi Arabistan buna inanıyor 1974 yılındaki belgelere göre Birleşik Arap Emirlikleri’ni tanıyan antlaşma sırasında bu bölge ortak egemenliğe sahip bir bölge olarak kabul edilmiştir. Suudi Arabistan bu bölge üzerinde ortak bir bölgesel egemenlik tasavvur ediyor, ancak BAE burayı yalnızca Emirlik’e ait olarak görüyor.
On’daki sınır çatışmaları komşularıyla birlikte Suudi Arabistan ve Emirlikler tarafı
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Batı’da çeşitli ülkeler ortaya çıktı Asya bölgesi olan bu gelişmede Basra Körfezi’nin güney ülkeleri, Ürdün ve Irak doğmuştur. Bu nedenle bölge ülkeleri genel olarak egemenlik sınırları sorunuyla karşı karşıyadır. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de komşularıyla ciddi sınır sorunları var. “İlyasat” adalarının sınır sorunlarına değinmeden önce, bu iki ülkenin diğer komşularıyla olan bazı sınır anlaşmazlıklarına değineceğiz.
Tiran ve Sanafir Adaları:
Riyad sırada Akabe Körfezi’ne bağlanarak Mısır’ın Tiran ve Sanafir adalarını Siyonist rejimle bağlantılandırmak için gerekli konumu bulan üst düzey jeopolitika, eş zamanlı olarak Mısır’ın ekonomik sorunları ve Suudi Arabistan’ın ekonomik hakimiyeti ile bir noktada bunu sağlamaya çalıştılar. bu iki ada kendilerine aittir.
Mısır kabinesi, Mısır mahkemelerinde ihtilaflı olan Tiran ve Sanafir adalarının devrine ilişkin anlaşmayı onayladıktan sonra 2015 yılında , onay için bu ülkenin parlamentosuna havale etti.
Bu anlaşma, Suudi Kralı Salman bin Abdülaziz’in son ziyareti sırasında Riyad tarafından sunuldu. Kahire ve Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi ile görüşmesi. Abdülaziz bu anlaşmanın ardından Mısır’a milyarlarca dolar yatırım sözü vermişti.
Ancak bir süre sonra Yüksek İdare Mahkemesi Tiran ve Sanafir Adaları’nın Suudi Arabistan’a devrini iptal etti ve bu durum ikili arasında gerginliğe neden oldu. artırılacak ülkeler.
/p>
Araş gaz sahası
Araş doğalgaz sahası, İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşma sonrasında öne çıkan jeoekonomik alanlardan biri oldu. Riyad ile Tahran arasında ilişkilerin kurulmasının ardından Batılı tarafların baskısıyla Araş doğalgaz sahası manşetlere çıktı. Bazı ülkeler Araş gaz sahasını İran, Kuveyt ve Suudi Arabistan arasında bir anlaşmazlığa dönüştürmeye çalıştı.
Göre Kuveyt ile İran arasında deniz sınırları var. Suudi Arabistan’ın bu meseleye girmesi, Suudi Arabistan’ın komşularıyla ilişkilerinde yeni bir çatışma olarak değerlendiriliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri ile Umman arasındaki sınır anlaşmazlığı
Umman Sultanlığı ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki en belirgin sınır anlaşmazlığı Suudi Arabistan’ın üç ülkesi ile Umman Sultanlığı ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında varılan anlaşmaya göre nihayet çözüme kavuşturulan bölge Al Barimi’ydi. Bu anlaşmaya göre Suudi Arabistan’ın bu bölgeden feragat etmesi karşılığında BAE’nin batısındaki Sabkha Moti denilen toprakların bir kısmının bu ülkeye devredilmesi kararlaştırıldı ve bu nedenle Al Barimi bölgesi taraflar arasında paylaştırıldı. Umman Sultanlığı ve Birleşik Arap Emirlikleri Al Barimi bölgesinde 6 vaha Birleşik Arap Emirlikleri’ne, diğer 3 vaha da Umman Sultanlığı’na verildi. align:right”>BAE ile İran İslam Cumhuriyeti arasında üç adaya ilişkin yanlış anlaşılmalar
Abu Dabi’deki yanlış anlaşılmalar İran’ın üç adasına ilişkin zaman zaman bölge ülkeleri kamuoyunda bu konunun kızışmasına neden olan BAE, üç adaya ilişkin defalarca açıklamalar yaparak İran üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. BAE, bölgesel gerginliklerin yarattığı atmosferi de göz önünde bulundurarak Suudi Arabistan ve İran’a toprak kazanımı sağlama yönündeki baskıyı takip etmeye çalışıyor.
Abu Dabi ile Riyad arasında İlyasat Adaları konusunda yaşanan anlaşmazlığın nedenleri
Tarihsel nedenler: bir bakış Bugün BAE, Suudi Arabistan ve Katar sınırları arasında yer alan ve tarihsel olarak Bani Yas dereleri olarak da bilinen deniz alanının tarihi. Bu şehir, Abu Dabi Emirliği’nin kıyısında yer alır ve adını Bani Yas kabilesinden alır. Kuzeyde Yukarı Yasat ve güneyde Aşağı Yasat olmak üzere iki adadan oluşur; Geçmişte bu ada, Abu Dabi dalgıçlarının (Bani Yas kabilesinden) dinlenme yeriydi.
Suudi Arabistan ile 1974 tarihli anlaşmaya göre BAE’nin, Suudi Arabistan Kralı tarafından BAE’nin toprak egemenliğini kabul ettiği yazılı olarak yazılmış olup, adalarımızın Abu Dabi ile Suudi Arabistan arasında ortak egemenlik haline geleceği vurgulanmıştır. Ancak Birleşik Arap Emirlikleri, 2000 yılından bu yana bu adalardaki faaliyetlerini artırarak ve son olarak deniz koruma kısıtlamaları getirerek bu adayı münhasır hakkı haline getirdi.
Jeopolitik: Bu ada, Al-Shaibah petrol sahasına yakınlığı ve Al-Shaibah Emirliği’ne yakınlığı nedeniyle bölgede ekonomik ve jeo-ekonomik bir role sahiptir. Abu Dabi Basra Körfezi’nde sahne alıyor. Birleşik Emirlik, Suudi Arabistan’a baskı yaparak ekonomik ve bölgesel üstünlüğünü göstermeye çalışıyor. Bu adaların sahip olduğu endüstriyel balıkçılık, Suudi Arabistan’ın ticari turizm ve balıkçılık açısından yoksunluğuna sahne olabiliyor.
Bölgesel rekabet : Bu bölgenin sahip olduğu ekonomik avantajların yanı sıra Suudi Arabistan ile BAE arasındaki temel fark bölgesel rekabet alanındadır. Riyad ve Abu Dabi şu anda Amerikan IMAC koridorunun merkezinde yer almak, milli geliri artırmak, İslam ve Afrika ülkelerine müdahale ve güç gösterisi, Amerika’ya yakınlık vb. gibi çeşitli alanlarda gizli bir savaş halinde. BAE ile Suudi Arabistan arasındaki görünür ve gizli rekabet zaman zaman ortaya çıkıyor ancak bu kez İlyasat Adaları meselesinde kendini gösterdi. /p>
İki taraf arasında 2009’dan beri müzakere edilen bu adanın 15 yıl süren müzakerelerden sonra bir sonuca varamaması, uluslararası yargılamaya sevk edilmesi, Arap dünyasının bu iki lideri arasındaki derin farkı gösterdiğini ortaya koyuyor. dünya ve İngiltere ile BAE’nin Yemen’e daha fazla saldırma fırsatçılığı
Özetle şunu söyleyebiliriz: Bin Zayed ile bin Salman arasındaki Basra Körfezi İşbirliği Konseyi’nin mutlak pusulası olma rekabeti ciddi bir şekilde sürüyor; Bu liderlerin her ikisi de Türkiye ve İran ile rekabeti ne olursa olsun Amerika’ya yaklaşma, İran’la dengelenme, ihracatın geliştirilmesi, sahalardan gaz ve petrol çıkarılması ve sonuçta toprak haklarının azami düzeye çıkarılmasında paylarını artırmaya çalışıyorlar.
İlyasat Adaları, Suudi Arabistan ile BAE arasında gerginliğe neden olamasa da, Arap Yarımadası’nın bu iki lideri arasında derin bir uçurum yaratacaktır. Öte yandan Abu Dabi ile Washington arasındaki yakın ilişkiler, üç ada ve İlyasat bölgesi konusunda bir yanlış anlaşılma yaşadığı için Abu Dabi’de komşularının topraklarına tecavüz edebileceği yanılsamasını da yarattı.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |