Emir Abdullahiyan: Başından beri savaşı genişletmeye çalışmadık
Dışişleri Bakanı Hossein Amirabdollahian, Amerikan medyasına verdiği röportajda, İran'ın başından beri savaşın kapsamını genişletmeye çalışmadığını beyan ettiğini, ancak ABD'nin İsrail'e yardım ederek çatışmanın yoğunluğunu artırdığını söyledi. |
Uluslararası grubun raporuna göre Tasnim News, Amir Abdullahian’ın Cenevre’de CBS News ile yaptığı röportajın tam metni şöyle:
Soru: Bugün Amerikalı yetkililer, Kızıldeniz’deki savaş gemilerinden birinin doğrudan bir Yemen insansız hava aracı tarafından hedef alındığını duyurdu. alınmış. Bildiğimiz gibi Husi isyancıları İran tarafından destekleniyor. Elbette İran, Hamas ile İsrail arasındaki savaşın bölgede yayılmasını istemediğini her zaman vurguladı. Bu neyin işareti olabilir? Bu arada Husiler, Kızıldeniz üzerinden Amerikan hedeflerini hedef alacaklarının sözünü verdi. Size göre, İran savaşı genişletmeye çalışmadığını iddia ederken, bu meselenin dünya halklarına mesajı nedir?
Cevap: Krizin başından itibaren savaşın kapsamını genişletmeye çalışmadığımızı söyledik. Elbette ABD, savaşın kapsamını genişletmeye çalışmadığını defalarca duyurdu. Ancak bu açıklamaların aksine Amerika’nın İsrail rejimine yaptığı geniş yardımlarla savaşın yoğunluğunu artırdığını görüyoruz. Husiler isyancı değil ancak toplumun ve Yemen’deki mevcut siyasi sistemin önemli bir parçası. Yemen’in kendine has politikaları var. Kendi çıkarları doğrultusunda kararlar alırlar ve hareket ederler. Elbette Gazze’deki soykırıma kayıtsız kalmayacaklarını açıkça belirttiler.
Soru: Yani Siz İran’ın Husileri desteklediğini söylüyorsunuz ama onların eylemlerinin sorumluluğunu kabul etmiyorsunuz?
Cevap: Yakın bir ilişkimiz var Yemen’deki tüm grup, parti ve sektörlerle ilişkiler; Diğer şeylerin yanı sıra Husiler ve Ensar Allah’la dengeli bir ilişkimiz var ama Husiler ve Ensar Allah’ın Yemen’de aldığı kararların ve Sana’nın şeffaflıkla alıp açıkladığı kararların sorumluluğu onlara ait. Elbette Gazze ve Batı Şeria’ya yönelik savaş suçlarının devam etmesi halinde savaşın kapsamının genişlemesinin kaçınılmaz olacağı konusunda daha önce uyarıda bulunmuştuk.
Soru: Irak ve Suriye’de ABD çıkarlarına saldıran gruplar ne olacak? Bu saldırılardan İran mı sorumlu?
Cevap: Biz şeffafız. Trump döneminde General Süleymani, Trump’ın talimatıyla suikaste uğradığında İran, 13 balistik füzeyle Amerika’nın Ayn el Esad üssünü hedef almıştı, biz de bunu resmen duyurduk ve sorumluluğunu kabul ettik. Gazze’deki soykırım ve savaş suçlarının mevcut durumunda, Suriye ve Irak gibi Arap ülkelerindeki hareketler, Arap kardeşlerine destek yönünde kararlar alıyor ve harekete geçiyor.
Soru: Görünüşe göre İran’ın Husiler gibi grupları veya Irak ve Suriye’deki grupları desteklediğini ancak İran’ı kabul etmediğini söylüyorsunuz. eylemlerinin sorumluluğu nedir?
Cevap: Amerika’nın Irak ve Suriye’deki çıkarlarına aykırı hareket eden gruplar, kendi kararlarını vermiş ve sonuçlarına ve kararlarına dayanarak harekete geçmiştir Amerikan tarafı geçtiğimiz günlerde bu konuda bize mesajlar vermişti, biz de İran’ın bölgede herhangi bir vekil grubunun bulunmadığını açıkça belirtmiştik. Ama bu grupların neden Amerika’ya karşı harekete geçtiğine gelince, örneğin Irak’ta bu ülke yıllarca Amerikan ordusunun işgali altındaydı. Amerikan işgali sırasında bir milyon yüz binden fazla Iraklı öldürüldü. Irak’ta IŞİD’e karşı savaşmak için gruplar seferber edildi. Aynı şekilde IŞİD’le mücadele için Suriye’de seferber edildiler. Artık kendi kararlarını verip harekete geçiyorlar. Amerikan tarafına açıkça söyledik; Beyaz Saray artık açıkça ve açıkça İsrail işgal rejiminin yanındadır. Artık bölgedeki tüm Amerikan üslerinden İsrail rejimine yasaklı silahlar da dahil olmak üzere savaş silahları sağlanıyor. Bu, Amerika’nın Gazze’ye karşı savaşa ve Gazze’deki soykırıma açıkça müdahil olduğu anlamına geliyor. Elbette Beyaz Saray bize bir mesaj gönderiyor ve savaşın kapsamını genişletmeye çalışmadığını, insani yardım göndermeye ve savaşı insani bir şekilde durdurmaya çalıştığını söylüyor ancak bu ana kadar Amerika hiçbir zaman iradesini göstermedi. savaşı durdurmakla birlikte savaşın yoğunluğunu artırmıştır. Amerika bunun sorumluluğunu kabul etmelidir.
Soru: İran, Hamas’ın Ekim saldırısını gerçekleştirmeye hazırlanmasında rol oynadı mı? 7 operasyonu mu? Peki bundan haberi var mıydı?
Cevap: Bizim bu karar ve eylemden haberimiz yoktu. Hamas’tır. Bu tamamen Filistinlilerin kararıydı.
Soru: İran İslam Cumhuriyeti liderinin söylediği doğru mu? Hamas, bu eylemden önce İran’ı bilgilendirmediği için İran’ın savaşa girmeyeceğini mi söylüyor?
Cevap: Hamas’ı işgale karşı özgürleştirici bir hareket olarak görüyoruz. Uluslararası hukuk çerçevesinde İsrail rejimiyle ilgili olarak var olan durum, işgalci güç ve işgal altındaki Filistin ülkesinin durumudur.Uluslararası hukuk mantığında kendileri var, uluslararası hukuka göre ise Filistin halkının durumu. işgal altındaki ülke kendini savunmak için silahlı savaşa bile girebilir. Dünyanın her yerinde kadın ve çocukların öldürülmesine karşıyız ancak Filistin kurtuluş grubu olarak Hamas’ın işgale karşı eylemlerini tamamen uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendiriyoruz.
Soru: Yani Hamas’ın yaptığının haklı olduğunu söylemek istiyorsunuz; Sivilleri, kadınları ve çocukları öldürüp rehin almak mı?
Cevap: Kadın ve çocukların öldürülmesine hiçbir şekilde karşıyız. Biz dünyadayız. Ama işgal altındaki Filistin topraklarında 1400 kişinin öldüğünü varsayalım. Daha sonra Netanyahu intikam alacağımızı duyurdu. Şu ana kadar Gazze ve Batı Şeria’da 14.500 Filistinli kadın, çocuk ve sivili öldürdüler. Bunun konuyla alakası nedir?
Soru: Hamas’ın 7 Ekim’deki eyleminin gerekçesi bu mu?
Cevap: Filistin kurtuluş hareketi olarak Hamas’ın işgale karşı meşru savunma hakkı vardır. Hamas onlarca İsrail askerini esir aldı. Ancak İsrail rejimi şu ana kadar Gazze ve Batı Şeria’da 4 bin 400 çocuğu öldürdü. Neden Filistinli kadınlar ve çocuklar hakkında konuşmuyorsunuz? İsrail rejimi bombalamalarda 50 gazeteci meslektaşınızı öldürdü. Madalyonun her iki yüzüne de bakın.
Soru: Peki ya tecavüz? Hamas’ın İsrailli sivillere yönelik saldırısı haklı mı?
Cevap: Herhangi bir saldırı olmadı. İşgal olgusuna karşı savunma. İsrail’in gerçekleştirdiği saldırganlığın adı nedir? Gazze’nin yüzde 40’ını yok etmenin adı nedir? Tecavüz mü yoksa arkadaşlık mı? Kuzey Gazze’de bir milyondan fazla insanın yerinden edilmesine saldırganlık deniyor mu, denilmiyor mu? İsrail işgalci bir güçtür. Amerika’da ve Batı’da yazılan uluslararası hukuk, işgal edilen ülkenin vatandaşlarına silah taşıma ve kendilerini savunma hakkı tanıyor. Orduyla savaşmaya ve onları yakalamaya gittiler. Biz hiçbir yerde kadın ve çocukların öldürülmesini onaylamıyoruz ama siz aynı zamanda Gazze ve Batı Şeria’da 40 günden kısa bir süre içinde 8.000’den fazla Filistinli kadın ve çocuğun öldürülmesini de kınıyorsunuz.
Soru: Hamas’ın sivilleri öldürerek stratejik veya ahlaki bir hata yaptığını mı ima ediyorsunuz? Cevap: Hamas, İsrail rejiminin 75 yıldır kadın ve çocuklara yönelik tecavüzüne ve öldürülmesine yanıt vermek için meşru savunma hakkını kullandı. Mesela Almanya Fransa’yı işgal ettiğinde Batı’nın izlenimi nasıldı? Almanya’nın meşru savunma hakkını tanıdılar mı? Hamas’ın meşru savunma hakkı vardır ve bu hakkını uluslararası hukuka dayanarak kullanmıştır. Şimdi size soruyorum; 40 gün içinde 14.500 sivilin öldürülmesi hangi mantıkla uyumludur? Uluslararası hukukta orantılılık ilkesi ABD ve İsrail rejimi tarafından gözetildi mi? Amerika’nın İsrail’in yanında ne işi var? Neden tüm temeller… (Muhabir: Benim işim hiçbir şeyi haklı çıkarmak değil. Ben muhabirim. Benim işim soru sormak. Soru: Daha önce sorduğum soruya döneyim. Dini liderin söylediği doğru mu? Devrim İslami, Hamas’a, (7 Ekim operasyonu hakkında) bizi bilgilendirmediğiniz ve uyarmadığınız için savaşa girmeyeceğimizi söyledi.
Cevap: Bu doğru değil.
Soru: Bu hâlâ mümkün mü? savaşa mı gitmek istiyorsunuz?
Cevap: Dört hafta önce, Gazze’de savaş ve soykırımın devam etmesi halinde, savaşa gidilmesi konusunda uyarmıştık. “Savaşın kapsamının genişlemesi kaçınılmazdır. Bu zaten bölgede yaşandı. Sizin de söylediğiniz gibi Lübnan, Irak, Suriye ve Yemen savaşa girdi. Bu da savaşın büyüdüğünü gösteriyor ama İran’ın hamleleri nasıl olacak?” Uygun zamanda her konuyla ilgili bir karara varacağız.Bizim değerlendirmemiz, Filistin’deki ve bölgedeki direniş güçlerinin bu savaşın kaderini belirleyebileceği yönündedir. İşgale karşı direnişe elbette siyasi desteğimizi sürdürüyoruz.
Soru: Sayın Bakan, ne kadar İran Atom bombası yapmaktan çok uzak; Yıllar mı, aylar mı yoksa haftalar mı?
Cevap: Şimdi durumun farklı olduğunu düşünüyorum. Şimdi uluslararası toplumun asıl sorusu şu: İsrail rejimi bakanı neden İsrail’in Gazze halkına karşı nükleer bomba kullanmasını talep etti? İslam ve Arap ülkeleri başkanlarının son toplantısında alınan nihai kararda, İsrail’in hem nükleer silahlara sahip olması hem de Gazze’ye karşı nükleer silah kullanmaya meyilli olması nedeniyle barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtiliyor. Bu nedenle uluslararası toplumda İsrail’in ne zaman nükleer silahlardan arındırılması gerektiği sorusu gündeme geliyor. Asıl tehdit orada. Ancak İran’ın nükleer programı tamamen barışçıldır. Nükleer bomba yapma niyetimiz veya planımız yok.
Soru: Yakın arkadaşınız hakkında bilgi edinmek istiyorum. Kasım Süleymani. (General) Kasım Süleymani’nin çok yakın arkadaşı olduğunuzu biliyorum. Onun Amerika tarafından öldürülmesinin sizin üzerinizde nasıl bir etkisi oldu?
Cevap: Sardar Soleimani bizim ulusal kahramanımızdır. Bölgede terörle mücadelede olağanüstü tedbirler aldı. Bölgede barış ve güvenliğin sağlanmasında çok büyük rol oynadı. İnanıyorum ki General Süleymani’nin çabaları, Irak ve Suriye halkının ve silahlı kuvvetlerinin terörle mücadeledeki çabaları olmasaydı bugün Avrupa ve hatta Amerika güvende olmazdı. O, dünyada barış ve güvenliğin büyük adamıydı. Trump büyük bir hata yaptı.
Soru: Onun öldürülmesine hâlâ çok kızgın olmalısınız?
Cevap: Üzgünüm. Dünyada barış ve güvenlik için çok çalıştı.
mesajın sonu/
kaynak | Tasnim Haber Ajansı |